246

Mûsa’dan sonra İsrâil oğullarının ileri gelenlerini görmedin mi? Hani onlar, peygamberlerine:

"Bize bir Kral gönder de Allah yolunda savaşalım” demişlerdi. O da: "Size savaş yazılırsa, savaşmamanız sizden beklenir mi?” demişti. Onlar da: "Neden Allah yolunda savaşmayalım ki, yurtlarımızdan ve oğullarımızdan çıkarılmışızdır” dediler. Savaş onlara yazılınca, içlerinden azı müstesna olmak üzere ondan yüz çevirdilet Allah o zâlimleri çok iyi bilmektedir.

"Elemtere ilel melei min beni İsrâîle":

Ferrâ’ şöyle demiştir: Mele': Kur’ân’ın her yerinde içinde kadın bulunmayan erkekler topluluğu için denilmiştir. Kavm, nefer ve raht kelimeleri de öyledir.

Zeccâc da şöyle demiştir: Mele’: İleri gelenler ve fikir sahibi olanlardır. Onlara mele’ denilmesi, ihtiyaç duyulan şeylerle dolu olmalarındandır.

Peygamberleri hakkında da üç görüş vardır:

Birincisi: O, Şemvü’dir, bunu İbn Abbâs ile Vehb demişlerdir.

İkincisi: O, Yuşa b. Nun’dur, bunu da Katâde demiştir.

Üçüncüsü: Noktasız sin ile Sem’un denilen bir peygamberdir, annesi ona bu ismi vermişti. Çünkü kendisine bir oğlan çocuğu vermesi için Allah’a dua etti, duası kabul olundu, o da ona bu ismi verdi. Bu Süddi’nin görüşüdür.

Bir kral istemelerinin sebebi de düşmanlarının onları mağlup etmesidir.

"Nukatil": Cumhûr nun ve cezimle böyle okumuştur. İbn Ebi Able de ye ile merfu

"yukatilü” okumuştur. Zamiri de Krala râcîdir.

"Hel aseytüm": Cumhûr “sîn” in fethesi ile okumuştur. Nâfi de burada “sîn” in fethası ile okumuş; Muhammed suresindekinde ise iki lügat vardır.

"Eğer size savaş yazılırsa": Yani farz kılınırsa demektir.

"Belki savaşmazsınız": Yani korkaklık edersiniz, demektir.

"Yurtlarımızdan çıkarılmış bulunuyoruz": Yani bazımız çıkarılmıştır, onlar da esir edilip ezilenlerdir. Lâfzın zahiri umumidir, manası ise hususidir.

"Eğer yüz çevirirlerse": Yani cihattan.

"Pek azları müstesna": Bunlar da ırmağı geçenlerdir. Bunlar az sonra anlatılacaktır.

246 ﴿