247

Peygamberleri onlara:

"Allah size Tâlut’u Kral gönderdi” dedi. Onlar da:

"O üzerimize nasıl kral olur ki, biz krallığa ondan daha layıkız. Hem ona bolca mal da verilmiş değildir” dediler. Peygamberleri onlara: "Şüphesiz Allah onu size seçti ve ona ilimde ve vücutta bir üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah’ın rahmeti geniş, her şeyi bilendir” dedi.

"Peygamberleri onlara,

"Allah size Tâlut’u kral olarak gönderdi", dedi": Tefsirciler şöyle anlatmışlardır: İsrâil oğullarının peygamberi Allah’tan kendilerine bir kral göndermesini istedi; kendisine bir asa ile içinde yağ bulunan bir boynuz verildi ve ona: Size kral olacak arkadaşınızın boyu bu asa uzunluğundadır. Sana ne zaman bir adam gelir de bu yağı koklarsa, o kraldır. Onun başına yağ sür ve onu İsrâil oğullarına kral yap, denildi. Herkes kendini o asa ilç ölçtü, kimse o boyda çıkmadı.

İkrime şöyle demiştir: Tâlut saka idi, merkebinin üzerinde su dağıtırdı. Merkebi kayboldu, onu aramaya çıktı.

Vehb de şöyle demiştir: Hayır o, deri işleyen bir tabaktı. Babasının merkepleri kayboldu, bir adamı ile beraber onları aramaya gönderdi. Onlar Peygamber Şemvü’in evine uğradılar; yitiklerini sormak için içeri girdiler. Tâlut yağı kokladı; Şemvil de kalkıp Tâlut'un boyunu asa ile ölçtü. Tam o boyda idi. Ona yağ sürdü, sonra ona: Sen İsrâil oğullarının kralısın, dedi. Tâlut da: Bilmez misin, benim kabilem İsrâil oğulları kabilelerinin en düşüğüdür, evim de onların evlerinin en bayağısıdır, dedi. O da: Evet, dedi. Tâlut da:

"İşareti nedir?” dedi. O da: İşareti şudur ki, döndüğün zaman baban eşeklerini bulmuş olacaktır, dedi ve dediği gibi de oldu.

Zeccâc şöyle demiştir: Tâlut, Câlut ve Dâvud gayri munsariflerdir, çünkü onlar yabancı isimlerdir ve marifedirler. Onlar da tarif ile ucmelik birleşmiştir.

"Mülk onun nasıl olur?” kavlinin manası: O hangi nedenle bize kral olur, demektir.

İbn Abbâs şöyle demiştir: Böyle demeleri şunun içindi; çünkü İsrâil oğulları iki büyük kabileye ayrılmıştı; birinde peygamberlik, diğerinde krallık vardı. O ise hiçbirinden değildi.

Katâde şöyle demiştir: Peygamberlik Lavi oğullarında, krallık da Yahuda oğullarında idi.

"Ona bol mal verilmemiştir": Yani kral olacak kadar mülke sahip değildir.

"Kale innallahe’stafahu aleyküm": İstafahu: Seçti manasınadır, safvet’ten ifteala veznindedir. Besta, genişlik manasınadır.

İbn Kuteybe şöyle demiştir: O: Besattüşşey’e kavlinden gelir ki, dürülü bir şeyi açmak ve yaymaktır.

İbn Abbâs şöyle demiştir: Tâlut İsrâil oğulları içinde savaş tekniğini en bilen kimseydi, Boyu poşu ile de erişilmez biriydi.

Bu, krallıktan önce de mi böyle idi, yoksa kral olduktan sonra mı oldu? Bunda daıki görüş vardır:

Birincisi: Krallıktan önce de öyle idi, bunu Vehb ile Süddi, demişlerdir.

İkincisi: Kral olduktan sonra oldu, bunu da İbn Zeyd demiştir. Vücudunun iri olmasından maksat, kuvvet üstünlüğüdür, çünkü vücut ne kadar iri olursa, kuvvet de o kadar fazla olur. Vâs’i ise, zengin demektir.

247 ﴿