265Mallarını Allah rızasını elde etmek ve imanı kalplerine yerleştirmek için harcayanların hali, tepelik bir yerde bulunan ve kendisine bol yağmur değip de meyvesini iki kat veren bir bahçenin hali gibidir. Eğer ona bol yağmur düşmezse bir çisinti değmiştir. Allah yaptıklarınızı pekiyi görmektedir. "Mallarını Allah rızası için harcayanların hali": Yani O’nun rızasını elde etmek için harcayanların hali, demektir. "îmanı kalplerine yerleştirme” hususunda da iki görüş vardır: Birincisi: Kesin inanarak ve tasdik ederek Allah yolunda harcamaktır, bu da Şa’bî, Katâde, Süddi ve diğerlerinin görüşüdür. İkincisi: Doğru harcama yerlerini tespit etmek için çaba göstermektir, onlar harcayacakları yere iyi bakarlar. Bu da Hasen, Mücâhidve Ebû Salih'in görüşüdür. "Kemeseli cennetin": Cennet bahçe demektir. Mücâhid ile Âsım el - Cuhderi, ha ile "habbetin” okumuşlardır. "Rebve” de, yüksek yer demektir. İbn Kesir, Nâfi, Ebû Amr, Hamze ve Kisâi ranın zammesi ile "rübve” okumuşlardır. Âsım ile İbn Âmir de, ranın fethası ile "rebvetin” okumuşlardır. Hasen ile A’meş de, ranın kesresiyle okumuşlardır. İbn Abbâs ile Ebû Rezin de, bir elif ziyadesi ve ranın fethası ile "rehavetin” okumuşlardır. Übey b. Ka’b ile Âsım el - Cuhderi de böyle okumuşlar, ancak onlar rayı zammelemişlerdir. Mü’minun suresindeki ihtilafları da böyledir. Zeccâc şöyle demiştir: Rebve, ribve, rübve ve rebave, yüksek yere denir. Eğer yüksek yerin suyu olursa, ovadan daha çok ürün verir. İbn Kuteybe şöyle demiştir: Yükselen ve artan her şeye reba, denir, alışverişteki riba (faiz) de bundandır. "Feâtet üküleha": İbn Kesir ile Nâfi ükleha okumuşlardır, ükl Kur’ân'ın neresinde gelirse kâfin sükunu iledir. Ebû Amr da müennese muzaf olan yerlerde onlara katılmıştır, meselâ "ükleha” gibi. Ama "ükülehu” gibi müzekkere muzaf olursa veyahut "ükülin hamtm"de olduğu gibi muzaf olmazsa, Ebû Amr zammeli okumuştur. Âsım, İbn Âmir, Hamze ve Kisâi de bunların hepsini harekeli okumuşlardır. Ükül, meyve demektir. "Dı’feyn” de iki kat demektir. "Tali” de zayıf yağmurdur, bunu İbn Kuteybe, demiştir. Zeccâc da şöyle demiştir: O sürekli, damlaları ufak neredeyse kanallardan akmayan yağmura denir. Sa’leb şöyle demiştir: Bu, gelecek zaman şeklinde ise de aslında geçmiş zaman içindir, manası: Eğer ona yağmur değmediyse çiğ değmiştir. Bu misalin manası da şöyledir: Bu bahçenin sahibi, hiç hüsrana uğramaz; eğer ona çiğ değerse, güzel olur, eğer bol yağmur değerse, kat kat verir. Mü’minin ihlaslı harcaması da böyledir. Basîr de Allahü teâlâ’nın isimlerindendir, manası: Çok iyi gören demektir. Bu, fail vezninde ise de müfil manasınadır, elimin mü’lim manasına olduğu gibi. |
﴾ 265 ﴿