284

Göklerde ve yerde ne varsa Allah'a aittir. Eğer içinizdekini açıklar veya gizlerseniz, Allah sizi ondan hesaba çeker. Dilediğini bağışlar, dilediğine de azap eder. Allah her şeye kadirdir.

"Eğer içinizdekini açıklar veya gizlerseniz Allah sizi ondan hesaba çeker": Içtekini açıklamak, kulun sakladığı şeyle amel edip veya konuşmasıdır. Bu da kulun hesaba çekilmesine sebeptir.

Ama içinde sakladığı şeye gelince, ulema bu âyette gizlenen şeyden ne kastedildiği hususunda iki görüş halinde ihtilaf etmişlerdir:

Birincisi: O bütün gizlenenler için geneldir, bu da çoğunluğun görüşüdür. Sorumlu olmak için bu hükmün geçerli mi veya mensuh mu olduğunda da iki görüş halinde ihtilaf etmişlerdir:

Birincisi: O

"Allah kimseye kaldıramayacağı şeyi teklif etmez” (Bakara: 286) âyetiyle mensuhtur. Bu da İbn Mes’ûd, Ebû Hureyre, bir rivayette İbn Abbâs, Hasen, Şa’bî, İbn Sîrin, Said b. Cübeyr, Katâde, Atâ’ el - Horasani, Süddi, İbn Zeyd ve Mukâtil’in görüşleridir.

İkincisi: O sorumluluk bakımından muhkemdir; dilediğini sorumlu tutar, dilediğini bağışlar. Bu da İbn Ömer ile Hasen’den rivayet edilmiştir. Ebû Süleyman Dımeşki ile Kadı Ebû Ya’lâ da bunu tercih etmişlerdir. İbn Ebi Talha da

İbn Abbâs’tan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bu âyet neshedilmemiştir, ancak Allahü teâlâ mahlukatı topladığı zaman onlara şöyle diyecektir: Ben size içinizde saklayıp da meleklerimi dahi haberdar etmediğim şeyleri haber vereceğim. Mü’minlere onları haber verir ve onların içlerinden geçenleri bağışlar. O da Allahü teâlâ’nın

"Allah sizi onlardan hesaba çeker” kavlidir. Allah onları size haber verir. Şirk ve şüphe ehline gelince, onlara da gizledikleri yalanlamayı haber verir. Bu da:

"Dilediğini bağışlar, dilediğine de azap eder” kavlidir. Çoğunluk "feyağfirün"ün rasını ve

"yuazzibü"nün basını sakin okur; İbn Kesir, Nâfi, Ebû Amr, Hamze ve Kisâi bunlardandır. Cezm okumaları da makablindeki

"yuhasibküm” kavline mutabık olması içindir. Ebû Cafer, İbn Âmir, Âsım ve Ya’kûb da, ikisinde de ranın ve banın ref'i ile okumuşlardır. Onlar da yeni cümle başı yapmışlardır.

İbn Enbari şöyle demiştir: Bazıları burada Allahü teâlâ’nın hesaba çekmesini, Allahü teâlâ’nın kıyamet gününde kulun dünyada iken kalbinden geçenlerden haberdar olmasıdır. Bilsin ki, ona hiçbir şeyden azap etmemiştir. Diyor ki: Bizim tercihimiz âyetin muhkem olmasıdır. Çünkü nesh ancak emir ve nehiyde olur.

Hazret-i Âişe’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Senin açıkladıklarına gelince, Allah seni ondan hesaba çeker. Gizlediklerine gelince, o da dünyada peşin olarak cezasını çektiğin şeylerdir.

İkinci görüş: O bir çeşit gizli şeylere has bir durumdur, bu görüş sahiplerinin de iki fikri vardır:

Birincisi: O, şahitliği gizlemektir, bunu İbn Abbâs - bir rivayette - İkrime ve Şa’bî, demişlerdir.

İkincisi: O şüphe ve kesin inançtır, bunu da mücahit, demiştir. Bu anlatılana göre âyet muhkemdir.

284 ﴿