36Onu doğurunca, "Rabbim, onu dişi olarak doğurdum!” dedi. Oysa Allah onun ne doğurduğunu pekiyi biliyordu. "Erkek kız gibi değildir. Gerçek ben onun ismini Meryem koydum. Onu ve soyunu Allah’ın rahmetinden kovulmuş şeytandan sana ısmarlarım” dedi. "Vallahu a’lami bima vadaat": İbn Âmir, Âsım - Hafs hariç - ve Ya’kûb aynın sükunu ve tenin zammı ile "bima vada’tü” okumuşlar; kalanlar ise aynın fethi ve tenin cezmi ile (vadaat) okumuşlardır, İbn Kuteybe şöyle demiştir: Tenin cezmi ve aynın fethi ile okuyan kelâmda takdim ve tehir düşünmüştür; takdiri şöyle olur: Ben onu dişi olarak doğurdum, erkek de dişi gibi değildir, Allah ise onun ne doğurduğunu çok iyi bilir. Tenin zammı ile okuyan ise, Meryem’in annesinin sözünü devam ettirmiş olur. "Erkek dişi gibi değildir": Bu kadının özür cümlesidir, manası şöyledir: Dişi erkeğin mescide yapacağı hizmeti ve onda ikamet gibi şeyi tam yapamaz, çünkü hayz ve nifas gibi halleri vardır. Süddi şöyle demiştir: O, karnındakinin oğlan olduğunu zannediyordu, kız olarak doğurunca, özür diledi. Meryem ismi Arapça değildir. Recim’de iki görüş vardır: Birisi: Mel’undur, bunu Katâde, demiştir. İkincisi: Mercum (taşlanmış) demektir; katil maktul manasına olduğu gibi. Bunu Ebû Ubeyde demiştir. Buna göre ona racîm denmesi, yıldızlarla taşlanmış olduğu içindir. |
﴾ 36 ﴿