55

O zaman Allah şöyle demişti:

"Ey İsa, şüphesiz seni öldürecek, seni kendime yükseltip kaldıracak, seni kâfirlerden temizleyecek ve sana tabi olanları kıyamet gününe kadar seni inkâr edenlerin üstünde tutacağım. Sonra da dönüşünüz bana olacak; ben de ihtilaf ettiğiniz şeyde aranızda hüküm vereceğim.

"O zaman Allah şöyle demişti: Ey İsa, seni öldürecek":

İbn Kuteybe şöyle demiştir: Teveffi, sayıyı tamamlamaktan gelir: Teveffeytü vestevfeytü denir, tıpkı teyakkantül habere vesteykantuhu gibi. Sonra ölüm için vefat denildi. Ebû Ubeyde şu beyti delil getirmiştir:

Edred oğulları hiç kimseden değillerdir;

Kays’ten de değillerdir, Eseften de değillerdir:

Kureyş bile onların sayısına yetişemez.

Vefa tamamlamak demektir.

Bu teveffide de iki görüş vardır:

Birincisi: O göğe kaldırmadır.

İkincisi: Ölümdür. Birinci görüşe göre Kelâmın nazmı tamam olur, takdim ve tehire ihtiyaç kalmaz. "Seni teveffi edeceğim’in mariası da seni yerden tam olarak ve Yahudiler sana bir kötülük yapmadan alacağım, olur. Bu Hasen, İbn Cüreyc ve İbn Kuteybe’nin görüşüdür. Ferrâ’ da bunu tercih etmiştir. Bu yorumun şahidi de Cenab-ı Allah’ın:

"Felemma teveffeyteni künte enterrakibe aleyhim” (Maide: 117) kavli olur. Yani seni öldürmeden göğe kaldırdığım zaman, demektir. Çünkü nimeti o göğe kaldırıldıktan sonra değiştirdiler; ölümünden sonra değil. İkinci görüşe göre âyette takdim ve tehir vardır, takdiri şöyledir: Ben seni kendime kaldırıp kâfirlerden temizleyeceğim ve ondan sonra da seni öldüreceğim. Bu da Ferrâ’, Zeccâc ve diğerlerinin görüşüdür, öldüreceğini bildirmedeki fayda; göğe kaldırmanın onu ölümden kurtaramayacağını ona bildirmek olur.

Said b. Müseyyeb de şöyle demiştir: İsa, otuz üç yaşında göğe kaldırıldı.

Mukâtil de şöyle demiştir: Ramazanda Kadir gecesi Beytülmukaddes’ten göğe kaldırıldı. Annesi Meryem’in onu göğe kaldırılmasından sonra altı yıl daha yaşadığı söylenmiştir. Annesinin onun kaldırılmasından önce öldüğü de denilmiştir.

"Seni kâfirlerden temizleyeceğim":

Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Onu onların arasından kaldırmıştır.

İkincisi: Onu öldürülmekten men etmiştir.

Ona tabi olanlar hakkında da iki görüş vardır:

Birincisi: Onlar ümmet-i Muhammed’in Müslümanlarıdır, çünkü onun peygamberliğini ve onun ruhullah olup O’nun kelimesi olduğunu tasdik ettiler. Bu da Katâde, Rebi’ ve İbn Saib'in görüşüdür.

İkincisi: Onlar Hıristiyanlardır; onlar Yahudilerin üstündedir, Yahudiler zelil ve eziktirler, bunu da İbn Zeyd, demiştir.

"İhtilaf ettikleri şeyde": Yani dinde, demektir.

55 ﴿