61Kim sana ilim geldikten sonra bu hususta seninle tartışırsa, de ki: "Geliniz; oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı ve kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra da dua ve niyaz edelim de Allah’ın lanetini yalancıların üzerine kılalım. "Femen hacceke fihi": Fîhi’deki “He” zamirinin mercii hakkında iki görüş vardır: Birincisi: İsa’ya râcîdir. İkincisi: Hakka râcîdir. İlim de: Açıklama ve izahtır. "Fekul tealev": İbn Kuteybe şöyle demiştir: Tealev, alevtü’den gelmektedir. Erkek ve kadın iki kişi için: Tealeya, çok kadınlar için de: Tealeyne, denir. Ferrâ’ şöyle demiştir: Aslı uluvden gelmektedir. Sonra Araplar onu çok kullanınca, onlara göre "helümme” gibi oldu. Sonra da mecaz yolu ile yüksekte duran adama: Teale: Yani in, dediler. Aslı yukarı çıkmadır. Müfessirler şöyle demişlerdir: Oğullarımız kelimesinden Fatıme, Hasen ve Hüseyn kastedilmiştir. Müslim, Sahih’inde Sa’d b. Ebi Vakkas hadisinde şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bu: "Tealev ned’u ebnaena ve ebnaeküm” âyeti inince, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Ali, Fatıme, Hasan ve Hüseyn’i çağırdı: "Allah’ım, bunlar benim ehl-i beytimdir, dedi. "Kendilerimizi": Bunda da beş görüş vardır: Birincisi: Hazret-i Ali b. Ebû Talib kastedilmiştir. Şa’bî şöyle demiştir: Araplar, amcaoğlu için, kendim tabirini kullanır. İkincisi: Kardeşlerini kastetmiştir, bunu İbn Kuteybe, demiştir. Üçüncüsü: Dininden olanları kastetmiştir, bunu da Ebû Süleyman Dımeşki demiştir. Dördüncüsü: Zevcelerini kastetmiştir. Beşincisi: Yakın akrabaları kastetmiştir. Bu ikisini Ali b. Ahmed en - Neysaburi demiştir. İbtihal’e gelince, İbn Kuteybe şöyle demiştir: O, lânetleşmeye çağırmaktır. Aleyhi behletullah ve behletuhu, Allah’ın laneti onun üzerine olsun, demektir. Zeccâc şöyle demiştir: İbtihal lügatte, duada ileri gitmektir, aslı lânet etmektir. Behelehullah, Allah ona lânet etsin, demektir. Peygamberimiz delil getirdikten sonra lânetleşme ile emrolundu: Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Necran heyeti geldi, içlerinde Seyyid ile Akıb da vardı... Peygamberimiz onları lânetleşmeye çağırdı. Onlar da yarın görüşelim, dediler. Sabah olunca Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Ali, Fatıme, Hasan ve Hüseyn’in ellerinden tuttu, sonra o ikisine haber gönderdi. Onlarsa gelmek istemediler, haraç vermeyi kabul ettiler. Peygamberimiz de: Beni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, eğer bunu yapsalardı, vadileri ateşle dolardı, dedi. |
﴾ 61 ﴿