79Allah bir beşere kitap, hikmet ve peygamberlik versin de, sonra da insanlara, "Allahı bırakıp bana kullar olun” desin, ona yakışmaz. Ancak o: "Kitabı öğretmeniz ve onun dersini alıp vermenizle Rabbani olun” der. "Bir beşere yakışmaz": İniş sebebi için üç görüş vardır: Birincisi: Yahudilerin reislerinden bir topluluk: "Ya Muhammed, seni Rab edinmemizi mi istiyorsun?” dediler. O da: Allah korusun, beni böyle bir şeyle göndermedi, dedi. Bunun üzerine bu âyet indi, bunu İbn Abbâs, demiştir. İkincisi: Bir adam, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e: "Sana secde edelim mi?” dedi. O da: Hayır, Allah'tan başka kimseye secde edilmesi yaraşmaz, dedi. Bunun üzerine bu âyet indi. Bunu Hasen Basri, demiştir. Üçüncüsü: Bu, Necran Hıristiyanları İsa’ya taptıkları zaman indi, bunu da Dahhâk ile Mukâtil, demişlerdir. "Beşer” ile kimlerin kastedildiği hususunda da iki görüş vardır: Birincisi: Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’dir. Kitap da Kur’ân'dır. Bunu İbn Abbâs ile Atâ’, demişlerdir. İkincisi: İsa’dır, kitap da İncil’dir. Bunu Dahhâk ile Mukâtil, demişlerdir. Hüküm de: Fıkıh ve ilimdir, bunu da Katâde ve diğerleri, demiştir. Zeccâc da şöyle demiştir: Âyetin manası: Bir adamda peygamberlik ile insanlara: "Allah’tan başka bana kul olun” demesi yaraşmaz. Çünkü Allah yalanı sevmez. "Ancak olun": Yani onlara: Olun, der. Der ifadesi anlaşıldığı için atılmıştır. Rabbaniyyun’a gelince: Ali b. Ebû Talib radıyallahu anh’ten şöyle dediği rivayet edilmiştir: Onlar insanları hikmetle besleyen ve onunla büyüten kimselerdir. İbn Abbâs ile İbn Cübeyr de: Onlar öğretmenlerdir, demiştir. Katâde ile Atâ’ da: Onlar fakihler, Âlimler ve hekimlerdir, demişlerdir. İbn Kuteybe de: Onun tekili Rabbanidir, onlar öğreten Âlimlerdir, demiştir. Ebû Ubeyd de şöyle demiştir: Arapça olmadığını sanıyorum, o ya İbranice ya da Süryanice’dir. Şöyle ki, Ebû Ubeyde Arapların Rabbani’yi bilmediklerini söylemiştir. Ebû Ubeyd de: Onu ancak fakihler ve ilim adamları bilirler, demiştir. Ve şöyle demiştir: Kitapları bilen bir alimden şöyle dediğini işittim: Onlar helâl ile haramı, emir ile yasağı bilen Âlimlerdir. İbn Enbari de bazı dilcilerden şöyle dediklerini hikaye etmiştir: Rabbani, Rabbe mensup demektir. Çünkü ilim, onunla Allah’a itâat edilen şeydir. Elif nun mübalağa için başına gelmiştir. Nitekim: Recülün lihyani, derler ki, sakalı büyük adam, demektir. "Bima küntüm tuallimunel kitabe": İbn Kesir, Nâfi ve Ebû Amr: Aynın sükunu ve “Lâm” ın nasbi ile ta’lemune okumuş; Âsım, İbn Âmir, Hamze ve Kisâi de, şeddeli olarak tuallimune okumuşlardır. Hepsi "tedrusune"yi şeddesiz okumuşlardır. İbn Mes’ûd, İbn Abbâs, Ebû Rezin, Said b. Cübeyr, Talha b. Mûsarrif ve Ebû Hayve, tenin zammı ve şedde ile tüderrisune okumuşlardır. Diraset: Okumaktır. Zeccâc şöyle demiştir: Kelâmın manası şöyledir: öğretmede tarzınız ve niyetiniz Âlimlerin ve hekimlerin tarzı olsun. Çünkü alim ancak ilmi ile amel ederse bu ismi hak eder. |
﴾ 79 ﴿