113Hepsi bir değiller; kitap ehlinden kıyam duran bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secde halinde Allah’ın âyetlerini okurlar. "Bir değiller": İniş sebebi hakkında iki görüş vardır: Birincisi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gece yatsı namazına çıkmadı, nihayet gecenin üçte biri gitti, sonra gelip onlara müjde verdi: Bu namazı ehl-i kitaptan hiç kimse kılmaz, dedi. 9 9 - Heysemi, Mecmau'z - Zevaid, 1/312. Bunun üzerine bu âyet indi. Bunu İbn Mes’ûd, demiştir. İkincisi: İbn Selam bir bölük Yahudi ile Müslüman olunca, hahamları: Muhammed’e ancak kötülerimiz iman etti, dediler; bunun üzerine bu âyet indi. Bunu İbn Abbâs ile Mukâtil, demişlerdir. Âyetin manasında da iki görüş vardır: Birincisi: Ümmet-i Muhammed ile Yahudiler bir değildir, bunu İbn Mes’ûd ile Süddi, demişlerdir. İkincisi: Yahudilerin hepsi bir değildir; bilakis içlerinde Allah’ın emrini yerine getirenler vardır. Bu da İbn Abbâs ile Katâde'nin görüşüdür. Zeccâc da şöyle demiştir: Tam vakıf "leysu sevaendir", yani ehl-i kitap bir değildir, demektir. "Kâimen"in manasındada üç görüş vardır: Birincisi: Onlar Allah’ın emri üzerinde sebat ederler, demektir, bunu İbn Abbâs ile Katâde, demişlerdir. İkincisi: O adil topluluktur, bunu Hasen, Mücâhid ve İbn Cüreyç, demişlerdir. Üçüncüsü: Doğru olanlar, demektir, bunu Ebû Ubeyd ile Zeccâc demişlerdir. Ferrâ’ da şöyle demiştir: Bir topluluktan bahsetti, arkasından bir tane daha zikretmedi; aslında bir topluluktan daha bahsedilmelidir; çünkü "eşit” olmak için iki tane lazımdır. Araplar eğer kelâmda bir delil varsa iki şeyden birini söylemezler. Şair Ebû Züeyb şöyle demiştir: Kalbim bana isyan etti; ben ise onun emrini Dinlemekteyim, bilmiyorum istedikleri doğru mudur? "Değil midir? Yanlış mıdır?” demedi. Çünkü Kelâmın manası anlaşılmaktadır. Bir başkası da şöyle demiştir: Bir yere hayır niyet edip gittiğim zaman bilmiyorum O ikisinden hangisi karşıma çıkar: Benim istediğim hayır mı? Yoksa beni isteyen şer mi? (İlk beyitte şerri zikretmemiştir. Mütercim). Şu âyet de böyledir: "Gece saatlerinde secde ve kıyam ederek ibadet eden (etmeyen) gibi mi?"dir. (Zümer: 9) Zıddını söylememiştir; çünkü âyetin sonunda: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer: 9) kavlinde gizlenen şeye delil vardır. Zeccâc bu görüşü şöyle reddetmiştir: Ehl-i kitabın zikri: "Onlar Allah’ın âyetlerini inkâr eder ve peygamberleri haksız yere öldürürler” kavlinde geçmiştir; Allahü teâlâ onlardan kıyam eden bir topluluk olduğunu bildirmiştir. Onun için: "Bir de kıyam etmeyen topluluk vardır” sözüne ne hacet vardır? Sadece onların çoğunluğunun yaptığı fi’li zikretmekle başlamıştır; o da inkâr etmek ve karşı gelmektir. Bunlardan onlara muhalif olanları zikretmiştir. "Ânâe’l-leyl": Gece saatleri demektir, ânâ’nın tekili inyün'dür, İbn Paris: Mada minelleyli inyün ve inyani, denir, çoğulu “Ânâ“ dır, demiştir. Müfessirler: Bu saatlerin belli olup olmamasında iki görüş beyan ederek ihtilaf etmişlerdir: Birincisi: Onlar bellidir, sonra bunda da üç görüş vardır: Birincisi: Onlar yatsı namazıdır, bunu İbn Mes’ûd ile Mücâhid, demişlerdir. İkincisi: Onlar akşamla yatsı arasıdır, bunu da Süfyan, Mansur’dan rivayet etmiştir. Üçüncüsü: Gece yarısıdır, bunu Süddi, demiştir. İkincisi: Belirsiz olarak gece saatleridir, bunu da Katâde ile diğerleri demişlerdir. "Onlar secde ederler": Bunda da iki görüş vardır: Birincisi: Bu, namazdan kinayedir, bunu Mukâtil, Ferrâ’ ve Zeccâc, demişlerdir. İkincisi: O bilinen secdedir, maksat; secde halinde okurlar demek değildir; onlar iki şeyi birleştirmişlerdir, onlar da: Okumak ve secde etmektir. |
﴾ 113 ﴿