122

O zaman sizden iki bölük bozulmaya yüz tutmuşlardı. Halbuki onların yardımcıları Allah idi. Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler.

"O zaman sizden iki bölük bozulmaya yüz tutmuşlardı":

Zeccâc şöyle demiştir: Mü’minleri mevzilere yerleştirmek o vakit olmuştu. Tefşelâ: Korkmak ve gevşemek demektir.

"Vallahu veliyyühüma": Allah onların yardımcılarıdır, demektir. Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Onlar Seleme oğulları ve Harise oğulları olarak bizlerdik, bunun da böyle olmamasını istemezdik, çünkü Allahü teâlâ:

"Allah onların yardımcılarıdır” demiştir. Hasen de: Onlar ensardan iki grup idi, böyle şeyler düşünmüşlerdi, Allah onları korudu. Şöyle de denilmiştir: Abdullah b. Übey, Uhut savaşında adamları ile dönünce, ona tabi olanlardan iki bölük böyle şey düşündüler, Allah da onları korudu.

Tevekküle gelince:

İbn Abbâs: O, Allah’a güvenmektir, demiştir, İbn Fâris de: Bir işte acz göstermek ve başkasına itimat etmektir, demiştir. Fülanün vükeletün ve tükeletün derler ki, acizdir, işini başkasına havale ediyor, demektir. Başkası da şöyle demiştir: O, vekalet kökünden tefa’ul veznindedir, vekeltü emri ilâ fülanin fetevekkele bihi, denir ki: İşimi falancaya havale ettim, o da garanti edip yerine getirdi, demektir. Ene mütevekkilün aleyhi (ben de ona tevekkül ettim) denir. Bazıları da: O, güzel idaresine güvenerek işi Allah’a bırakmaktır, demişler.

122 ﴿