152

Yemin olsun ki, (Uhut’ta) Allah’ın izni ile onları öldürürken, Allah’ın va'di size doğru çıktı. Nihayet öyle bir an geldi ki, bozuldunuz, iş hususunda çekiştiniz ve istediğiniz şeyi (zaferi) size gösterdikten sonra isyan ettiniz. Sizden kimi dünyayı istiyor, kimi de ahireti istiyordu. Sonra denemek için sizi onlardan çevirdi ve muhakkak sizi affetti. Allah, mü’minlere karşı lütuf sahibidir.

"Allah’ın va’di size doğru çıktı": Muhammed b. Ka’b el - Kurazi şöyle demiştir: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile ashabı Uhut'tan dönünce, içlerinden bir cemaat:

"Bu başımıza nereden geldi? Allah bize zafer va’detmişti?!” dediler. Bunun üzerine bu âyet indi.

Müfessirler şöyle demişlerdir: Allah mü’minlere Uhut’ta zafer va’detti ve onlara yardım etti. Onlar emre muhalefet edip de ganimet peşinde koşunca, yenildiler.

İbn Abbâs: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, Uhut’ta yardım gördüğü kadar hiçbir yerde görmemiştir, deyince, oradakiler bunu kabul etmediler. O da: Aramızda Allah’ın kitabı vardır; Allah:

"Yemin olsun ki, Allah size va’dini gerçekleştirdi, hani onları Allah’ın izniyle öldürüyordunuz” buyuruyor, dedi.

Hass öldürmektir, bunu İbn Abbâs, 14 Hasen, Mücâhid, Süddi ve bir cemaat demişlerdir.

İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Tehussunehüm: Onları öldürerek köklerini kazıyorsunuz, demektir. Senetün hasus denir ki: Kıtlık sebebiyle her şeyi yiyip bitiren yıl, demektir. Ceradün mahsus da: Soğuktan ölüp kırılan çekirgedir.

14 - İmam Ahmed, Müsned; Hakim, Müstedrek, 2/296.

"O’nun izni ile": Bunda da üç görüş vardır:

Birincisi: O’nun emriyle demektir, bunu İbn Abbâs, demiştir.

İkincisi: İlmi ile demektir, bunu da Zeccâc, demiştir.

Üçüncüsü: O’nun takdiri ile demektir, bunu da Ebû Süleyman, demiştir.

"Hatta iza feşiltüm": Korktunuz, demektir.

"Tenaza’tüm” de: İhtilaf edip anlaşmazlığa düştünüz, demektir.

"Size sevdiğiniz şeyi gösterdikten sonra": Yani zaferi,

Ferrâ’ şöyle demiştir: Bunda takdim ve tehir vardır, manası şöyledir: Nihayet iş üzerinde tartışınca, başarısız oldunuz ve isyan ettiniz. Bu vav zaittir;  

"felamma eslema ve tellehu lilcebin” (Saffat: 103) âyetinde olduğu gibi, manası: (Nadeynahü) ona seslendik, demektir.

Tartışmalarına gelince o da şöyledir: Bazı okçular:

"Müşrikler yenildiler, neden gidip ganimet toplamıyoruz?” dediler. Bazıları da: Hayır, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’in emrettiği gibi yerimizden ayrılmayalım, dediler. Bunun üzerine bazıları merkezi terk etti, ganimet toplamak istedi ve yerlerinden ayrıldılar. İşte isyan etmeleri budur. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onlara:

"Bizi kuşların kapıp kaçırdığını görseniz de yerinizden ayrılmayın” demişti.

"İçinizden kimi dünyayı istiyor":

Müfessirler: Onlar ganimet isteyip yerlerinden ayrılanlardır, demişlerdir.

"Kiminiz de ahireti istiyor": Bunlar da: Yerlerinden ayrılmayanlardır.

İbn Mes’ûd da şöyle demiştir: Bu âyet ininceye kadar ben Muhammed’in ashabının dünyayı isteyeceğini zannetmezdim.

"Sizi onlardan çevirdi": Yani sizi öldürmek ve hezimete uğratmakla müşrikleri sizden çevirdi, "liyebteliyeküm": Sizi deneyip sabredeni panik çıkarandan ayırmak için.

"Muhakkak sizi affetti": Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Sizi azaptan affetti, bunu İbn Abbâs, demiştir.

İkincisi: Kökünüzün kazılmasından affetti, bunu da Hasen, demiştir. O şöyle derdi: Bunlar Resûlüllah’lâ beraber idiler, Allah yolunda öfkeli kimseler idiler, Allah yolunda savaşıyorlardı; bir şey yapmamalan istenmiş, onu elden kaçırmışlardı, gam üstüne gamle üzülmedikçe yakaları bırakılmadı, şimdi ise fasık bütün büyük günahları işliyor; her haltı yiyor, yine de bir zarar görmeyeceğini sanıyor, yakında bilecektir!

"Allah mü’minlere karşı lütuf sahibidir": Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Çünkü onları affetti, bunu İbn Abbâs, demiştir.

İkincisi: Hepsi birden öldürülmedi, bunu da Mukâtil, demiştir.

152 ﴿