59

Ey iman edenler, Allah’a itâat edin, Resule ve sizden olan emir sahiplerine itâat edin. Eğer bir şeyde tartışırsanız, Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onu Allah’a ve Resul’üne götürün. Bu daha hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir.

"Ey iman edenler, Allah'a ve Resul'e itâat edin":

İniş sebebi için iki görüş vardır:

Birincisi: O, Abdullah b. Huzafe b. Kays es - Sehmi, hakkında inmiştir; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onu bir askeri birlikte göndermişti. Bunu Buhârî ve Müslim, İbn Abbâs hadisi olarak tahriç etmişlerdir.

İkincisi: Ammar b. Yasir, bir askeri birlikte Halit b. Velid ile beraberdi, o kavim kaçtı, içlerinden biri Ammar’ın yanına girdi:

"Ben Müslüman oldum, bunun bana faydası olur mu yoksa arkadaşlarım gibi ben de mi kaçayım?” dedi. Ammar da. Sen dur, sen emniyettesin, dedi. Adam da döndü, durdu, Halit geldi; adamı yakaladı; Ammar: Ben ona aman verdim, o Müslüman oldu, dedi. O da:

"Ben senin amirin iken birine aman mı veriyorsun?” dedi. İkisi tartıştılar. Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldiler; âyet bunun üzerine indi. Bunu Ebû Salih, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir.

"Resul’e itâat edin": Resule itâat etmek, hayatında emrini tutup, yasağından kaçmaktır; ölümünden sonra da sünnetine uymaktır.

Emir sahipleri hakkında da dört görüş vardır:

Birincisi: Onlar amirlerdir, bunu Ebû Hureyre, bir rivayette İbn Abbâs, Zeyd b. Eslem, Süddi ve Mukâtil, demişlerdir.

İkincisi: Onlar Âlimlerdir, bunu da İbn Ebi Talha, İbn Abbâs'tan rivayet etmiştir. Bu da Cabir b. Abdullah, Hasen, Ebû’l - Âliyye, Atâ’, Nehaî ve Dahhâk’ın görüşleridir. Bunu Husayf, Mücâhid'ten rivayet etmiştir.

Üçüncüsü: Onlar Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabıdır; Bunu da Ebû Nüceyh, Mücâhid’ten rivayet etmiştir, Bekr b. Abdullah el - Müzeni de böyle demiştir.

Dördüncüsü: Onlar Ebû Bekir ile Ömer’dir, bu da İkrime’nin görüşüdür.

"Fe-in tenazatüm fi şey’in":

Zeccâc: Manası; ihtilaf eder de her grup: Söz benim sözümdür, derse, demiştir. Münazaa kökünden gelir ki, her biri delil çekmeye çalışmaktır.

"Onu Allah’a ve Peygambere havale edin":

Nasıl havale edileceği hususunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Onu Allah'a havale etmek kitabına havale etmektir; Peygamber’e havale etmek de sünnetine havale etmektir: Bu da Mücâhid, Katâde ve cumhûrun görüşüdür.

Kadı Ebû Ya'lâ şöyle demiştir: Bu havale de iki şekilde olur:

Birincisi: İsmiyle manasıyla mahsus olana havale etmektir.

İkincisi: Delalet ve kıyas koluyla havale etmektir.

İkinci görüş: Onu Allah’a ve Peygamber’e havale etmek, bir şey bilmeyenin: Allah ve Resûlü daha iyi bilirler, demesidir. Bunu bir grup demiştir ki, Zeccâc da içlerindedir.

Tevilden de ne murat edildiği hakkında dört görüş vardır:

Birincisi: O ceza ve sevaptır, bu Mücâhid ile Katâde’nin görüşüdür.

İkincisi: O sonuçtur, bu da Süddi, İbn Zeyd, İbn Kuteybe ve Zeccâc'ın görüşüdür.

Üçüncüsü: O gerçekleşmedir, meselâ:

"Bu rüyamın tevilidir

"tabiridir, gerçekleşmesidir” (Yûsuf: 100) kavlinde olduğu gibi. Bunu da bir rivayette İbn Zeyd, demiştir.

Dördüncüsü: Bunun manası: Onu Allah’a ve Resûlüne havale etmeniz, kendi yorumunuzdan daha güzeldir, demektir. Bunu da Zeccâc, demiştir.

59 ﴿