82

Yoksa Kur’ân’ı gereği gibi düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından olsa idi, onda birçok tutarsızlık görürlerdi.

"Yoksa Kur’ân’ı gereği gibi düşünmüyor (tedebbür etmiyorlar mı?":

Zeccâc şöyle demiştir: Tedebbür, bir şeyin sonunu düşünmektir.

"Deb” arıdır, çünkü o kendine yararlı şeyin arkasına düşer.

"Debr” çok maldır, debr denmesi çokluğundandır. Çünkü o sonrakilere ve arkadan gelenlere kalır.

İbn Abbâs şöyle demiştir: Kur’ân’ı düşünmüyorlar mı, onun üzerinde fikir yürütüp âyetlerinin birbirini tasdik ettiğini ve kimsenin ona güç yetiremediğini görmüyorlar mı?

İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Kur’ân: Ma kareetinnakatü selen kattu, kavlinden gelir ki, devenin rahmi, içine yavru almadı, demektir. Ebû Ubeyde de misal olarak şu beyti getirmiştir:

Develer ak renklidir, rahimleri yavru içermemektedir.

Kur’ân’a da böyle denilmesi, sureleri toplayıp içerdiği içindir.

"Onda birçok tutarsızlık görürlerdi": Bunda da üç görüş vardır:

Birincisi: O çelişkidir, bunu İbn Abbâs, İbn Zeyd ve cumhûr demişlerdir.

İkincisi: Yalandır, bunu da Mukâtil ile Zeccâc, demişlerdir.

Üçüncüsü: O üst düzey ve adi kelâm içermesi bakımından farklılığıdır, çünkü bir kelâm uzadıkça içine adi sözler alması kaçınılmazdır. Kur’ân’da ise üst düzeyden başkası yoktur. Bunu da bir bölükle beraber Maverdi, demiştir.

82 ﴿