90

Ancak sizinle onların arasında antlaşma bağı bulunan bir kavme iltica edenler yahut sizinle veyahut kendi kavimleri ile savaşmaktan içleri sıkılmış olarak size gelenler müstesna. Allah isteseydi mutlaka onları size Mûsallat ederdi de şüphesiz sizinle savaşırlardı. Eğer sizden geri çekilir, sizinle savaşmaz ve barışı size bırakırlarsa, Allah onlara karşı size bir yol bırakmamıştır.

"Ancak iltica edenler müstesnadır": Bu istisna öldürülmeye râcîdir, dostluğa değildir.

İltica edenler hususunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Temas kurup sığınanlardır.

İbn Abbâs şöyle demiştir: Hilal b. Uveymir el - Eşlemi, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem ile ona yardım da etmemek aleyhinde de bulunmamak üzere mütareke yapmıştı. Kavminden olsun veya başkalarından olsun Hilal’e katılanlar, Hilal gibi korunmuş olurlardı.

İkincisi: İntisap edenler, demektir, bunu

İbn Kuteybe demiş ve şu beyti delil göstermiştir:

İntisap ettiği zaman: Ey Bekr b. Vail oğulları der,

Bekr ise onu esir etmiş ve burnunu sürtmüştür.

Ittesalet ile o kabileye intisap etmeyi kastetmiştir.

Zikri geçen kavim hakkında da dört görüş vardır:

Birincisi: Onlar Bekr b. Zeyd-i Menat oğullarıdır.

İkincisi: Onlar Hilal b. Uveymir el - Eşlemi, Süraka b. Malik ve Huzeyme b. Amir b. Abdimenaf’tır. Bunu da İkrime, demiştir.

Üçüncüsü: Onlar Müdlic oğullarıdır.

Dördüncüsü: Huzaa ve Müdlic oğullarıdır, bunu da Mukâtil, demiştir.

İbn Abbâs da: Misak: Söz ve antlaşmadır, demiştir.

"Evcâüküm": Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Manası: Veyahut size gelen bir kavme iltica edenler, demektir. Bunu da bir cemaatle beraber Zeccâc, demiştir.

İkincisi: O öldürülmek için arananlara râcîdir, takdiri şöyledir: Veyahut dönüp de içinize girenlerdir, Süddi de bu manada söylemiştir.

"Hasırat suduruhum": Bunda iki görüş vardır:

Birincisi: Bunda kad gizlidir "kad hasırat suduruhum".

İkincisi: O haber üstüne haberdir. "Caukum” kavli birinci haberdir, cümle onunla tamam olmuştur. Hasırat da: İkinci haberdir ve yeni cümledir. Bu ikisini Zeccâc nakletmiştir. Hasen, Ya’kûb ve Mufaddal, Âsım’dan rivayetle hâl olarak:

"Hasıreten suduruhum” okumuşlardır.

"Hasırat” daralmak manasınadır. Kelâmın manası: Sizinle onların arasında antlaşma olduğu için sizinle savaşmaktan kalpleri sıkılanlar, demektir. Savaşmak istemedikleri kendi kavimleri de Kureyş’tir.

Mücâhid şöyle demiştir: Sizinle savaşmaktan veyahut kavmi ile savaşmaktan kalbi sıkılan, Hilal b. Uveymir’dir.

"Allah dileseydi onları size Mûsallat ederdi":

Zeccâc şöyle demiştir: Allahü teâlâ onları savaşmaktan kalplerine korku salmakla geri çektiğini bildirmiştir.

"Es - Selem": Kavlinde de iki görüş vardır:

Birincisi: O İslâm’dır, bunu Hasen, demiştir.

İkincisi: Sulh (barış)tır, bunu da Rebi’ ile Mukâtil, demişlerdir.

Bir bölük müfessir de şöyle demişlerdir: Müşriklerin bu âyette geçen sözleşme ve sİlâh bırakmaları kılıç âyetiyle neshedilmiştir.

Kadı Ebû Ya’lâ da şöyle demiştir: Allahü teâlâ İslâm’ı güçlendirince mü’minlere Arap müşriklerinden İslâm veya kılıç dışında bir şey kabul etmemelerini buyurdu.

90 ﴿