94Ey iman edenler, Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayın. Size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatini arayarak "sen Müslüman değilsin” demeyin. Çünkü Allah katında çok ganimet vardır. Siz de önceden böyle idiniz de Allah size lütfetti. Öyleyse durumu iyice araştırın. Çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır. "Ey iman edenler, Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayın": İniş sebebi için dört görüş vardır: Birincisi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir askeri birlik gönderdi, içlerinde de Mikdad b. Esved vardı. O kavme gelince onların dağıldıklarını gördüler, bir adam kaldı, onun da çok malı vardı, yerinden ayrılmadı: Eşhedü enla İlâhe illallah, dedi. Mikdad da üzerine atılıp onu öldürdü. Arkadaşlarından biri: "Lailâhe illallah diyen bir adamı öldürdün! Bunu mutlaka Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e söyleyeceğim, dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gelince: Ya Resûlallah, bir adam lâilâhe illallah diye şahadet getirdi, Mikdad da onu öldürdü, dediler. O da: Mikdad’ı bana çağırın, dedi. Gelince. "Ey Mikdad, lâilâhe illallah diyen bir adamı mı öldürdün, yarın lâilâhe illallah ile ne yapacaksın?” dedi. Bunun üzerine Allahü teâlâ: "Ey iman edenler, Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayın. Size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatini arayarak "sen Müslüman değilsin” demeyin, durumu iyice araştırın” âyetini indirdi. Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem de Mikdad’a: O adam imanını kâfir kavminden gizliyordu, imanını açıkladı ve sen de onu öldürdün? Sen de daha önce Mekke’de imanım gizliyordun, dedi. 42 42- Hakim, Müstedrek, 2/245, sahihtir demiş, Zehebi de ona katılmıştır. İkincisi: Süleym oğullarından bir adam, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in bir bölük ashabı ile karşılaştı, yanında da bir koyun sürüsü vardı. Adam selam verdi; onlar da: Bizden korunmak için selam verdi, dediler ve onu öldürdüler. Koyanlarını da aldılar. Onu Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'e getirdiler. Bunun üzerine bu âyet indi. Bunu İkrime, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Üçüncüsü: Mekkelilerden bir kavim, Resûlüllah’ın bir askeri birliğinin kendilerine doğru geldiğini işitip kaçtılar. İçlerinden biri yerinde kaldı, Müslüman olmuştu. Ona Mirdas deniyordu. Askeri birliğin başında da Galip b. Fadale adında biri vardı. Mirdas atlıları görünce, Allahu ekber diyerek tekbir getirdi ve yanlarına geldi, onlara selam verdi, Üsame b. Zeyd de onu öldürüp koyunlarını sürdü. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip haber verdiler. Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem buna çok kızdı, bunun üzerine bu âyet indi. Bunu da Ebû Salih, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Süddi de: Üsame birliğin komutanı idi, demiştir. Dördüncüsü: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Ebû Hadred el - Eşlemi, Ebû Katâde ve Muhallim b. Cessame'yi bir askeri birlik ile İdam bölgesine gönderdi. Onlar Amir b. Azbat el - Eşcai ile karşılaştılar. Amir onları İslâm selamı ile selamladı, Muhallim b. Cessame, üzerine atılıp onu öldürdü, devesini ve su kırbasını ganimet olarak aldı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gelince, ona durumu haber verdiler, o da: "İman ettim dedikten sonra onu öldürdün mü?!” dedi. Bunun üzerine bu âyet indi. Bunu İbn Ebi Hadred, babasından rivayet etmiştir. 43 43- İmam Ahmed, Müsned, 6/11. Âyetin tefsirine gelince: "Allah yolunda sefer ettiğiniz zaman": Yani yürüyüp gaza ettiğiniz zaman, demektir. "Fetebeyyenü": İbn Kesir, Nâfi, Ebû Amr, Âsım ve İbn Âmir, teybin maddesinden nun ile: Fetebeyyenu okumuşlardır ki, bir işe atılmadan önce iyice düşünüp taşınmaktır. Hamze ile Kisâi de, se ile: Fetesebbetu okumuşlardır ki, sebat edip acele etmemektir. Hucurat suresindekini de böyle okumuşlardır. "Limen elka ileykümüsselâme": İbn Kesir, Ebû Amr, Ebû Bekir, Hafs, Âsım’dan ve Kisâi “sîn” in fethasi ve elifle "es- selam” okumuşlardır ki, Zeccâc: Selam vermekten gelmesi de, teslim olmaktan gelmesi de câizdir, demiştir. Nâfi, İbn Âmir, Hamze, Halef, Cebel’e Mufaddal’dan, o da Âsım’dan rivayetle “sîn” in fethasi ve elifsiz olarak selem okumuşlardır ki, teslim olmak manasınadır. Eban b. Yezid de Âsım’dan rivayetle “sîn” in kesresi, “Lâm” ın sükunu ve elifsiz olarak silm okumuşlardır. "Silm” ise sulh ve barış demektir. Cumhûr mimin kesri ile: Mü’mina okumuş; Hazret-i Ali, İbn Abbâs, İkrime, Ebû’l - Âliyye, Yahya b. Ya’mur ve Ebû Cafer, emandan gelmek üzere mimin fethası ile "mü’mena” okumuşlardır. "Tebtağune aradal hayatid dünya": Arad: az olsun, çok olsun dünya malı demektir. Müfessirler: bundan maksat öldürdükleri adamdan aldıkları ganimettir, demişlerdir. "Allah katında çok ganimetler vardır": Bunda da iki görüş vardır: Birincisi: O, cennet sevabıdır, bunu da Mukâtil, demiştir. İkincisi: O dünyadaki rızık kapılarıdır, bunu da Ebû Süleyman Dımeşki, demiştir. "Siz de daha önceden böyle idiniz": Bunda da üç görüş vardır: Birincisi: Bunun manası şöyledir: Siz de daha önce mü’min kavminizden bu kelime ile aman alıyordunuz, öyleyse bunu diyenleri korkutmayın. Bunu Ebû Salih, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. İkincisi: Siz de Mekke’de iken imanınızı bunun gizlediği gibi gizliyordunuz, bunu da Said b. Cübeyr, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Üçüncüsü: Siz de önceden müşrik idiniz, bunu da Mesruk, Katâde ve İbn Zeyd, demişlerdir. "Allah size lütfetti": Lütfettiği şeyde de dört görüş vardır: Birincisi: Hicrettir, bunu İbn Abbâs, demiştir. İkincisi: imanı açıklamaktır, bunu da Said b. Cübeyr, demiştir. Üçüncüsü: İslâm’dır, bunu da Katâde ile Mesruk, demişlerdir. Dördüncüsü: O adamı öldürenin Tevbesini kabul etmesidir, bunu da Süddi, demiştir. "Fetebeyyenu": Bu da birinciyi tekittir. |
﴾ 94 ﴿