103Gözler O’nu görmez; O ise gözleri görür. O lütuf sahibidir, her şeyden haberdardır. "Gözler O’nu görmez (idrak etmez)": idrak hususunda iki görüş vardır: Birincisi: idrak ihata etmek, kuşatmak manasınadır. İkincisi: Görmek manasınadır. "Ebsar"da da iki görüş vardır: Birincisi: O gözlerdir, bunu cumhûr, demiştir. İkincisi: O akıllardır, bunu da Abdurrahman b. Mehdi, İbn Husayn el - Kari’den rivayet etmiştir. Âyetin manasında da üç görüş vardır: Birincisi: Gözler O’nu kuşatmaz, bunu el - Avfi, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş, Said b. Müseyyeb ile Atâ’ da böyle demişlerdir. Zeccâc âyetin manası şöyledir, demiştir: Gözler O'nu gerçek olarak kavrayamaz. Bunda da O’nun görülmeyeceğine dair bir şey yoktur, çünkü görülmesi için Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’den sahih hadis vardır. Bu da ehl-i sünnet ile ilim ve hadis erbabının mezhebidir. İkincisi: Esas nûru ile tecelli ettiği zaman gözler onu idrak edemez, bunu da İkrime, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Üçüncüsü: Gözler O’nu dünyada göremez, bunu da Ebû Salih, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş, Hasen de böyle demiştir. Âyetin dünyaya ait olduğuna: "Öyle yüzler vardır ki, o gün terü tazedir, Rabbine bakmaktadır” (Kıyamet: 22 - 23) kavli delalet etmektedir. O’na bakma kıyamet günü ile kayıtlanmıştır, bu âyette ise mutlak zikredilmiştir. Mutlak da mukayyede hamlolunur. "O gözleri görür": Bunda da iki görüş vardır: Zeccâc şöyle demiştir: Bu bilgilendirmede, mahlukun görmeyi idrak edemeyeceğine delil vardır, yani görme gerçeğini anlayamazlar. İnsanın, diğer organları ile değil de gözü ile görmesini sağlayan şey nedir? Allahü teâlâ şunu bildiriyor ki, mahluklar O’nun yarattığı şeylerden birinin gerçeğini anlayamıyor ve onun bilgisini kavrayamıyorlar, artık aziz ve celil olan Allah’ı nasıl idrak ederler? "Latif": Ebû Süleyman el - Hattâbî şöyle demiştir: O, kullarına iyilik edendir, onlara bilmedikleri yerden lütfeder, ummadıkları yerden menfaatleri için sebepler halk eder. İbn el - A’rabi de şöyle demiştir: Latif: Sana ihtiyacını yumuşaklıkla ulaştıran kimsedir. Latafallahu bike kavli de bundandır ki: Allah sana lütfetti demektir. O, nasıl olduğu bilinmeyecek kadar latif (ince)dir, Lutf bazen ince ve kapalılık manasına gelir, bazan da cisimlerin ufaklığını ifade eder. Bu sıfatlar Allahü teâlâ’ya yaraşmayacak şeylerdir. Ezheri de şöyle demiştir: Latif, Allah’ın güzel isimlerindendir, manası da: Kullarına yumuşak davranan, demektir. Habir ise: Bir şeyin gerçeğini bilen, hakiki durumundan haberdar olan manasınadır. |
﴾ 103 ﴿