112Böylece her peygamber için insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunların bazıları bazılarına aldatmak için yaldızlı sözler telkin eder. Eğer Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak. "Böylece her peygamber için bir düşman yaptık": Yani sana ve ümmetine insan ve cin şeytanlarını düşman yaptığımız gibi, senden önce geçmiş peygamberler ve ümmetlerine aynısını yaptık. Mana şöyledir: Seni düşmanlarla denediğimiz gibi senden öncekileri de denedik ki, eziyetlere sabredenlerin mükafatı büyük olsun. Zeccâc "düşman", düşmanlar manasınadır, demiştir. "Şeyatinel insi velcinni": "Adüvven"den bedel ve açıklama olarak mensubtur. "Adüvven"in ikinci mef’ûl olması da câizdir ki, o zaman mana şöyle olur: Aynı şekilde onların ümmetleri için de insan ve cin şeytanlarını düşmanlar kıldık. İnsan ve cin şeytanları üzerinde de üç görüş vardır: Birincisi: Onlar insanların ve cinlerin azgınlarıdır. Bunu da Hasen ile Katâde, demişlerdir. İkincisi: İnsan şeytanları, insanlarla beraber olanlardır, cin şeytanları da cinlerle beraber olanlardır. Bunu da İkrime ile Süddi, demişlerdir. Üçüncüsü: İnsan ve cin şeytanları: Onların kâfirleridir, bunu da Mücâhid, demiştir. "Yuhi": (Vahiy ve telkin eder): Vahyin aslı bir şeyi gizli ve örtülü şekilde bildirmek ve andırmaktır. Burada ondan ne murat edildiği hususunda da üç görüş vardır: Birincisi: Emreder. İkincisi: Vesvese verir. Üçüncüsü: İşaret eder, gösterir. "Zuhrüfel kavi (yaldızlı söz)": Bu da; süslenen, güzelleştirilen ve yaldızlanan sözdür. Zuhrufün aslı altındır. Ebû Ubeyde şöyle demiştir: Bâtıll olup da süsleyip güzelleştirdiğin her şey zühruftür. Zeccâc da şöyle demiştir: Zühruf lügatte ziynettir, Mana da şöyledir: Onlar birbirlerine çirkin amelleri süslerler. "Gurura": Masdar olarak mensubtur. Bu da manaya göre yapılmıştır, çünkü yaldızlı söz telkin etmenin manası, aldatmadır, sanki: Yeğurruna gurura demiş gibi olur. İbn Abbâs şöyle demiştir: "Aldatmak için telkin edilen yaldızlı söz": Bâtıll temennilerdir. Mukâtil de şöyle demiştir: İblis onları kandırmak için insanlara şeytanlar Mûsallat etti. İnsan şeytanı cin şeytanı ile karşılaşınca, biri arkadaşına der ki: Ben kendi adamımı şu şu şeylerle kandırdım, sen de adamını onlarla kandır, der. İşte birbirlerine yaldızlı söz telkin etmelerinin manası budur. Başkası da şöyle demiştir: Mü’min şeytanını yorduğu zaman en azgın insan şeytanına gider, o da mü'mini fitneye düşürmesi için kışkırtır. Katâde şöyle demiştir: Cinlerden de şeytanlar vardır, insanlardan da şeytanlar vardır. Malik b. Dinar da şöyle demiştir: İnsan şeytanı cin şeytanından daha çetindir; çünkü ondan Allah’a sığındığım zaman benden uzaklaşır da o ise beni günahlara göz göre göre sürükler. "Velev şae rabbuke ma faaluhu": “Hu” zamirinde de üç görüş vardır: Birincisi: O, vesveseye râcîdir. İkincisi: O küfre râcîdir. Üçüncüsü de gurura ve peygamberlere eziyete râcîdir. "Onları uydurdukları şeyle baş başa bırak": Mukâtil şöyle demiştir: Allahü teâlâ Mekke kâfirlerini uydurdukları yalanla baş başa bırakmayı murat ediyor. Başkası da şöyle demiştir: Müşrikleri dostlarının kendilerine telkin ettiği ve uydurdukları yalanlar dolayısıyla seninle tartıştıkları şeyle baş başa bırak. Âyetin bu kadarısı kılıç âyetiyle neshedilmiştir. |
﴾ 112 ﴿