122

Hiç ölü olup da kendisini dirilttiğimiz ve kendisine onunla insanlar arasında yürüyeceği bir nûr verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp da hiçbir zaman ondan çıkamayan kimse gibi midir? İşte kâfirlere yaptıkları şeyler böyle süslü gösterilmiştir.

"Hiç ölü olup da kendisini dirilttiğimiz":

Kimler hakkında indiğinde beş görüş halinde ihtilaf etmişlerdir:

Birincisi: Onlar Hamza b. Abdulmuttalib ile Ebû Cehil hakkında inmiştir. Şöyle ki, Ebû Cehil, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’in üzerine tezek attı, Hamza henüz Müslüman olmamıştı. Ebû Cehil’in yaptığı Hamza’ya haber verildi, o da dönüp Ebû Cehil’in başına yayı kaldırdı. Ebû Cehil de:

"Onun getirdiği şeyleri görmüyor musun? Bizi aptal sayıyor ve ilâhlarımıza kötü söylüyor?” dedi. Hamza da: "Sizden daha aptalı var mı; Allah’ı bırakıp taşlara tapıyorsunuz?! Şahadet ederim ki, Allah’tan başka İlâh yoktur ve şahadet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve Resul’üdür, dedi. İşte âyet bunun üzerine indi. Bu da İbn Abbâs’ın görüşüdür.

İkincisi: O; Ammar b. Yasir ile Ebû Cehil hakkında indi. Bunu da Ebû Salih, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş, İkrime de bunu demiştir.

Üçüncüsü: Ömer b. Hattab ile Ebû Cehil hakkında indi, bunu da Zeyd b. Eslem ile Dahhâk, demişlerdir.

Dördüncüsü: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile Ebû Cehil hakkında inmiştir, bunu da Mukâtil, demiştir.

Beşincisi: O, bütün mü’min ve kâfirler için geneldir, bunu da Hasen ile diğerleri demişlerdir.

"ölü olup da dirilttiğimiz":

Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Sapık olup da hidayet ettiğimiz, demektir. Bunu da Mücâhid, demiştir.

İkincisi: Cahil olup da öğrettiğimiz demektir, bunu da Maverdi, demiştir. Nâfi şedde ile

"meyyiten” okumuş; Ebû Ubeyde de, şeddesiz (meyten) okumuştur ki, manaları birdir.

"Nûr’da da üç görüş vardır:

Birincisi: O hidayettir, bunu da İbn Abbâs, demiştir.

İkincisi: Kur’ân’dır, bunu da Hasen, demiştir.

Üçüncüsü: İlimdir.

"İnsanlar arasında onunla yürür":

Bunda da üç görüş vardır:

Birincisi: İnsanların arasında onunla doğru yolu bulur, bunu Mukâtil, demiştir.

İkincisi: İnsanlar arasında onunla cennete doğru yürür.

Üçüncüsü: Dinini insanların arasında yayar, o zaman da yürümüş gibi olur, bu ikisini Maverdi, zikretmiştir.

"Kemen meseluhu": Mesel zaittir, mana da: Karanlıkta olan gibidir. Mananın: O, bir şeye benzetilse karanlıklarda kalana benzer, demek olduğu da denilmiştir. Burada karanlıklardan maksat, küfür olduğu da söylenmiştir.

"Böylece süslü gösterildi": Yani bu, karanlıklarda kalıp da kurtulamadığı gibi,

"kâfirlere de yaptıkları şeyler süslü gösterildi", yani şirk ve isyanları onlara süslü gösterildi.

122 ﴿