125Allah kimi doğru yola iletmek dilerse, onun göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak dilerse, sanki göğe çıkıyormuş gibi onun göğsünü daraltır. İşte Allah böylece inanmayanların üzerine azap Mûsallat eder. "Allah kimi doğru yola iletmek dilerse": Mukâtil şöyle demiştir: Âyet Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem ile Ebû Cehil hakkında inmiştir. "Göğsünü açar (şerh eder)": İbn El - A’rabi şöyle demiştir: Şerh açmak demektir. İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Şerahtü lekel emre ve şerahtüllahame denir ki, durumu ve eti şerh ettim (dilim haline getirdim) demektir. İbn Abbâs da: "Yeşrah sadrahu” kalbini tevhid ve imana açar, genişletir, demiştir. İbn Mes’ûd şöyle rivayet etmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bu "Allah kimi dilerse göğsünü İslâm’a açar” âyetini okudu; kendisine: "Ya Resûlallah, açmak nedir?” dediler. O da: O bir nurdur, Allah onu kalbin içine atar, kalp de açılır, dedi. "Bunun işareti var mıdır?” dediler. O da: Evet, dedi. "O nedir?” dediler, o da: Ebediyet yurduna yönelmek, aldatıcı yurttan uzak durmak ve gelmeden önce ölüme hazırlanmaktır, dedi. (Taberi: Tefsir, 12/100,101) "Dayyikan": Çoğunluk şedde ile: "Dayyıkan” okumuşlardır. İbn Kesir de şeddesiz olarak: "Daykan” ve Furkan: 13’de: "Mekanen daykan” okumuştur. Ebû Ali de: Dayyık, dayk, meyyit ve meyt gibidir, demiştir. "Harecen": İbn Kesir, Ebû Amr, İbn Âmir, Hamze ve Kisâi, ranın fethası ile "harecen” okumuşlar; Nâfi ile Ebû Bekir de - Âsım’dan naklen - ranın kesri ile (haricen) okumuşlardır. Ferrâ’: Bu ikisi de iyi lügattir, demiştir. Yûnus b. Habib en - Nahvi de: İkisi de lügattir, ancak feth (harec) Arap dilinde kesrden (hariç) daha çoktur; onlar denef ve denif kalıbındandır. Zeccâc da şöyle demiştir: Harec lügatte: Darın darına denir. "Keennemayassâadu": Nâfi, Ebû Amr, İbn Âmir, Hamze ve Kisâi, yenin ve aynın şeddesi ve elifsiz olarak: "Yessa’adu” okumuşlardır. Ebû Bekir de Âsım’dan rivayetle şadın şeddesi ve arkasından elifle: "Yessâadu” okumuştur. İbn Kesir şadı şeddesiz, elifsiz ve sad da sakin olarak: "Yes’adü” okumuştur. İbn Mes’ûd ile Talha da te ile elifsiz olarak "tesadü” okumuşlardır. Übey b. Ka’b de elif ve te ile: "Yetesaadü” okumuştur. " Zeccâc şöyle demiştir: "Keennema yassa’adü fissema": Yessa’adü, bu ikisinin aslı "yetesâadü” ve "yetesa’adü"dür. Ancak mahreçleri yakın olduğu için te şada idgam olmuştur. Sanki o kimse İslâm’a davet edildiği zaman bundan sıkıldığı için göğe çıkmakla karşı karşıya gelmiş gibidir. Mananın şöyle olması da câizdir: Kalbi İslâm’dan ve hikmetten kaçtığı için göğe çıkıyor gibidir. Ferrâ’ da şöyle demiştir: Bütün yollar ona daralmıştır, göğe çıkmaktan başka çare bulamamıştır. Buna da gücü yetmez. Ebû Ali de şöyle demiştir: "Yessa’adu” ve "Yessâadü” meşakkatten ve bir şeyin zor olmasından gelir. Hazret-i Ömer’in: Hiçbir şey bana nikah töreninde konuşma kadar zor gelmemiştir sözü de bundandır. "Böylece": Yani sana anlattığımız gibi, "yecalullahürricse": Bu rics hakkında da beş görüş vardır: Birincisi: O şeytandır, bunu İbn Ebi Talha, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir, yani Allah onu iman etmeyenlere Mûsallat eder, demektir. İkincisi: O, günahtır, bunu da Ebû Salih, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Üçüncüsü: O içinde hayır olmayan şeydir, bunu da Mücâhid, demiştir. Dördüncüsü: O azaptır, bunu da Atâ’, İbn Zeyd ve Ebû Ubeyde, demişlerdir. Beşincisi: O dünyada lânet, ahirette de azaptır, bunu da Zeccâc, demiştir. Bu âyet, Kaderiye fırkasının delilini iptal eder, çünkü hidayet ve sapıklığın Allah’ın iradesine bağlı olduğunu açıkça ifade etmiştir. |
﴾ 125 ﴿