17

Onları siz öldürmediniz, onları ancak Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın; ancak Allah attı. (Bunu) da mü’minleri kendinden güzel bir deneme ile denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah hakkıyle işiten, her şeyi bilendir.

"Felem taktuluhum velakinnallahe katelehüm": İbn Âmir ile Küfe kurraları - Âsım hariç - nunu şeddesiz ve her ikisinde de Allah ismini merfu olarak "velakinillahu katelehüm” "velakinillahu rema” okumuşlardır.

Bu Kelâmın iniş sebebi de şöyledir: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabı Bedir'den dönerlerken: Biz öldürdük, biz öldürdük, dediler. Bu da Mücâhid’in görüşünden çıkarılmıştır.

"Attığın zaman sen atmadın": Bunun da

İniş sebebinde üç görüş vardır:

Birincisi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Hazret-i Ali’ye:

"Bana bir avuç çakıl taşı ver” dedi; onu düşmanların yüzlerine attı; gözüne çakıl taşı değmeyen biri kalmadı. 3

3 - Taberi Tefsiri, 13/445.

Şöyle de denilmiştir: Bir avuç toprak aldı:

"Yüzleri kara olsun” diye onu savurdu; gözüne o topraktan girmeyen bir müşrik kalmadı; bunun üzerine

"attığın zaman sen atmadın, ancak Allah attı” âyeti indi. Bu da Bedir savaşında oldu. Çoğunluğun görüşü budur.

İbn Enbari şöyle demiştir: Hadiste geçen şahet: Çirkin oldu manasınadır. Şahe vechuhu yeşuhu şevhen ve şuheten diye çekimi yapılır. Recülün eşveh, vemreetün şevhau da: Çirkin erkek ve kadın, demektir.

İkincisi: Übey b. Halef, Bedir savaşında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e doğru geldi; mü’minlerden birkaç kişi onun yolunu kestiler; Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem emretti, yolunu açtılar. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona bir mızrak sapladı, Übey de atından düştü. Mızrağın battığı yerden kan çıkmadı. Arkadaşları geldiler; o ise öküz gibi böğürüyordu: Bu sadece bir sıyrıktır, dediler. O da: Ruhumu elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, benim bu yaram bütün Hicaz halkında olsa hepsi de ölürdü, dedi. Mekke’ye varmadan önce öldü, işte âyet bunun üzerine indi. Bunu da Said b. Müseyyeb , babasından rivayet etmiştir.

Üçüncüsü: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, Hayber savaşında bir ok attı; ok fırlayıp gitti, yatağındaki İbn Ebi’l - Hukayk’a saplandı. Âyet de bunun üzerine indi. Bunu da Ebû Süleyman Dımeşki ve diğerleri zikretmişlerdir.

"Ancak onları Allah öldürdü":

Onları Allah’ın öldürmesinde dört görüş vardır:

Birincisi: Onları Allah’ın gönderdiği melekler öldürdü.

İkincisi: Onları Allah’ın öldürmesi, öldürme işini O’nun yürütmesindendir.

Üçüncüsü: Onları mü’minlere O gönderdi ve onlara bu imkanı O verdi.

Dördüncüsü: Kalplerine korkuyu O saldı.

"Attığın zaman sen atmadın":

Bunda da üç görüş vardır:

Birincisi:

Mana şöyledir: Sen muzaffer olmadın ve sen yaralamadın, ancak Allah seni muzaffer etti ve destekledi. Bunu da Ebû Ubeyde, demiştir.

İkincisi: Senin attığın bir avuç toprak veya çakıl taşı o kadar kalabalık ordunun gözlerine yetişemezdi; ancak onu Allah yaptı. Bunu da Zeccâc, demiştir.

Üçüncüsü: Yüzlerine toprak attığın zaman kalplerine korkuyu sen salmadın. Bunu da İbn Enbari zikretmiştir.

"Bu, mü’minleri kendinden bir deneme içindi": Yani onlara nusret ve ecirle büyük nimet vermek içindi.

"Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir": Onların dualarını,

"hakkıyla bilendir: Onların gerçek niyetlerini.

17 ﴿