50

Kâfirleri melekler; yüzlerine ve arkalarına vurarak ve:

"Yangın azabını tadın” diyerek canlarını aldığı zaman görsen!

"Velev tera iz yete-vellizine keferul melaiketü":

Cumhûr, ye ile:

"Yeteveffa” okumuş; İbn Âmir de iki te ile:

"Teteveffa” okumuştur.

Müfessirler şöyle demişler: Bu âyet:

"Onları dinleri aldattı” diyen bölük hakkında inmiştir.

Meleklerden murat edilenler hakkında da üç görüş vardır:

Birincisi: O yalnız ölüm meleği Azrail’dir, bunu da Mukâtil, demiştir.

İkincisi: Azap melekleridir, bunu da Ebû Süleyman Dımeşki, demiştir.

Üçüncüsü: Bedir savaşında çarpışan meleklerdir, bunu da Maverdi, demiştir.

"Yüzlerine ve arkalarına vururlar":

Bunda da dört görüş vardr:

Birincisi: Bedir’de savaştıkları zaman yüzlerine, yenildikleri zaman da arkalarına vururlardı.

İkincisi: Onlar önlerinden ve arkalarından geldiler; önden gelenlerin yüzlerine, arkadan gelenlerin arkalarına vuruyorlardı.

Üçüncüsü: Kıyamet gününde onlarla karşılaştıkları zaman yüzlerine vururlar, onları cehenneme sürdükleri zaman da arkalarına vururlar.

Dördüncüsü: Ölüm anında ateşten kırbaçlarla yüzlerine ve arkalarına vururlar. Maksat bizzat yüzler ve arkalar mıdır? Yoksa bedenlerin ön ve arkaları mıdır? Bunda da iki görüş vardır.

"Yangın azabını tadın":

Bu kavilde de iki görüş vardır:

Birincisi: O dünyadadır, bunda da

"derler” kelimesi gizlenmiştir, mana da: Vurur ve derler, demektir, tıpkı şu kavli gibi:

"Hani İbrahim ile İsmail Beyt’in temellerini yükseltiyor ve: Rabbimiz” (Bakara: 127), yani diyorlardı. Şair Nabiğa da (gizli kelime örneği hakkında) şöyle demiştir:

Sanki sen Ukayş oğulları devesindensin,

Ayakları arasında kuru deri çalınan (ürkütülen).

Mana: Sanki sen Ukayş oğulları devesinden bir devesin, demektir (bir deve kelimesi söylenmemiştir. Mütercim). Bu da Ferrâ’ ile Ebû Ubeyde’nin görüşleridir.

İkincisi: Onlara vurma dünyadadır, kıyamette ise ateşe vardıkları zaman cehennem hazinleri onlara: Yangın azabını tadın, derler. Bu da Mukâtil’in görüşüdür.

50 ﴿