5Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları hapsedin ve bütün geçitlerini tutun. Eğer Tevbe eder, namazı dosdoğru kılar ve zekâtı verirlerse, yollarını açın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. "Haram aylar çıkınca": Bunda da iki görüş vardır: Birincisi: Onlar recep, zilkade, zilhicce ve muharrem aylarıdır. Bunu da çoğunluk, demiştir. İkincisi: Onlar seyahatin serbest edildiği dört aylardır, bunu da Hasen ile diğerleri demişlerdir. Buna göre bunlara haram denilmesi, müşriklerin kanlarının onlarda haram edilmesinden dolayıdır. "Müşrikleri öldürün": Yani antlaşmaları olmayanları, demektir. "Nerede bulursanız": İbn Abbâs şöyle demiştir: Serbest bölgede, haremde ve haram aylarda. "Ve huzuhum (onları yakalayın)": Yani esir edin. Ahîz tutsak, demektir. "Vahsuruhum": Onları hapsedin, demektir. Hasr, hapis manasınadır. İbn Abbâs: Eğer müdafaaya çekilirlerse onları muhasara edin, demiştir. "Vakudu lehum külle marsad (onların bütün geçitlerini tutun)": Ahfeş: Alâ külli marsad, demiştir. “alâ” edatı atılmış ve fiil de amel ettirilmiştir. Şair de şöyle demiştir: Biz çiğ eti pahalıya alır, Tencerelerde piştiği zaman ucuza veririz. Mana: Nuğali billahmi, demektir; “alâ” atıldığı gibi be de hazfedilmiştir. Zeccâc da şöyle demiştir: "Külle marsad": Zehebtü mezheben (gidecek yere gittim) sözündeki gibi zarftır. Burada half (arka) ve kuddam (ön) zarflarında olduğundan başka yapacağın bir şey yoktur. "Eğer Tevbe ederlerse": Yani şirklerinden, demektir. "Namazı dosdoğru kılar ve zekâtı verirlerse": Bunda da iki görüş vardır: Birincisi: Bunu itiraf ederlerse, demektir. İkincisi: Bunu bilfiil yaparlarsa, demektir. Nasih ve mensuh Âlimleri bu âyette üç görüş beyan ederek ihtilaf etmişlerdir: Birincisi: Esirlerin hükmü öldürülmelerinin vacip olması idi, sonra: "Ya iyilik edersiniz ya da fidye alırsınız” (Muhammed: 4) âyetiyle neshedildi. Bunu da Hasen ile diğerleri demiştir. İkincisi: Tam aksine idi, esirlerde hüküm hapsedilerek öldürülmeleri câiz değildi; ya serbest bırakılacaklar yahutta fidyeleri alınacaktı, sonra bu da: Müşrikleri öldürün âyetiyle neshedildi. Bunu da Mücâhid ile Katâde demişlerdir. Üçüncüsü: İki âyet de muhkemdir, esir devlet başkanının eline düşünce o serbesttir; isterse onu azat eder, isterse fidye karşılığında salıverir, isterse de onu hapsederek öldürür. Bunların hangisinde yarar görürse onu yapar. Bu da Cabir b. Zeyd’in görüşüdür. Fukahanın çoğunluğu bunun üzerinedir. İmam Ahmed’in görüşü de budur. |
﴾ 5 ﴿