107Bir de şöyleleri vardır: Bunlar; zarar vermek, inkâr etmek, mü’minlerin arasını açmak ve daha önce Allah ve Resul’ü ile savaşanı beklemek için bir mescit edindiler. Biz, iyilikten başka bir şey istemedik, diye muhakkak yemin edecekler. Allah şahitlik eder ki, onlar elbette yalancılardır. "Vellezinet tehazu mesciden": İbn Kesir, Ebû Amr, Âsım, Hamze ve Kisâi, vav ile: "Vellezine” okumuşlardır. Mushaflarında da böyledir. Nâfi ile İbn Âmir de vavsız olarak: "Ellezine” okumuşlardır. Medine ve Şam halkının Mushaflarında da böyledir. Ebû Ali şöyle demiştir: Kim vavla okursa, o, makabline ma’tûftur, meselâ: "Ve minhüm men âhedallahe” (Tevbe: 75), "ve minhüm men yelmizüke” (Tevbe: 58) ve "ve minhüm ellezine yu’zunennebiyye” (Tevbe: 61) gibi. Mana da: Böyle bir mescit edinenler de onlardandır, demektir. Kim de “vav” ı atarsa, o da iki mülahaza iledir: Birincisi: Bazı kelimeyi gizler, veminhüm ellezinet tehazu gibi. Ekefertüm kavli de öyledir ki: Feyukalu lehüm: Ekefertüm, demektir. İkincisi: Arkasında haber gizlemektir, meselâ: "innellezine keferu ve yesuddune an sebilillahi velmescidil harami” (Hac: 25) gibi ki, Mana da şöyledir: Yüntekamu minhüm ve yuazzebune. Tefsirciler şöyle demişlerdir: Amr b. Avf oğulları Küba mescidini edinip Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e haber gönderip de o da gelip içinde namaz kılınca, kardeşleri Ganem b. Avf oğulları onları kıskandılar. Bunlar ensarın münafıklarından idiler: Biz de bir mescit edinir, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e haber göndeririz, o da içinde namaz kılar, Ebû Amir er - Rahip de Şam’dan döndüğü zaman içinde namaz kılar, dediler. Ebû Amir cahiliyede rahip olmuş ve Hıristiyan dinine girmişti. Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye gelince ona düşman oldu ve Şam’a kaçtı. Münafıklara haber gönderdi: Elinizden geldiği kadar kuvvet ve sİlâh hazırlayın, benim için bir mescit yapın, ben Sezar’a gidiyorum, Rum askerlerini getirip Muhammed ile ashabını çıkartırım, dedi. Onlar da Küba mescininin yanına bu mescidi yaptılar. Onu yapanlar on iki kişi idiler: Hizam b. Halit - ki, mescit onun evinin avlusuna yapıldı - Nebtel b. Haris, Bicad b. Osman, Salebe b. Hatıb, Muattib b. Kuşeyr, Abbad b. Huneyf, Vedia b. Sabit, Ebû Habibe b. Ezar, Cariye b. Amir, iki oğlu Yezid ile Mücemmi. Mücemmi mescitte imamları idi. Sonradan hali düzeldi ve Bahdec b. Abdullah b. Huneyf. Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’in: "Bu gördüğüm şeyle ne kastediyorsun?” dediği odur. O da: Allah’a yemin ederim ki, ben iyilikten başka bir şey kastetmedim, dedi, hâlbuki yalan söylüyordu. Mukâtil de şöyle demiştir: Yemin eden, Mücemmi idi. Onların on yedi kişi oldukları da söylenmiştir. Mescidi yapmayı bitirince Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldiler: Biz hastalar, ihtiyaç sahipleri ve yağmurlu geceler için bir mescit yaptık, gelip içinde namaz kılmanı istiyoruz, dediler. O da giymek için gömleğini istetti. Üzerine Kur’ân indi, Allah onların haberini bildirdi. O da Ma'n b. Adiy, Malik b. Duhşum ve diğerlerini çağırdı: Şu, halkı zalim mescide gidin, onu yıkın ve ateşe verin, dedi. Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem orasının leşlerin atıldığı çöplük yapılmasını emretti. Ebû Amir de Şam’da gurbette tek başına öldü. Âyetin tefsiri: Zeccâc şöyle demiştir: "Ellezine” mahallen merfudur, Mana da şöyledir: Onlardan kimi de sırf zarar vermek için bir mescit edindiler. "Dıraren": Mefulunleh olarak mensubtur, Mana da şöyledir: İttehazuhu liddırari velküfri vettefriki velirsadi (zarar vermek, inkâr etmek, ayrılık çıkarmak ve mü’minleri gözetlemek için bir mescit edindiler). Lâm hazfedilince fiil devreye girip mefulü nasbetti. Müfessirler şöyle demişlerdir: Dırar: Küba mescidine zarar vermektir. "Küffen": Allah’ı ve Peygamberini inkâr etmek, "ve tefrikan beynel mü'minin” mü’minlerin arasını açmak için, demektir, çünkü onlar Küba mescidinde hep birlikte namaz kılıyorlardı. Onların birliğini dağıtmak istediler. İrsad ise: Beklemektir, bununla Ebû Amir’in gelmesini beklediler. Allah ve Resul’ü ile mescid-i dırarın yapımından önce savaşan o idi. "Biz iyilikten başka bir şey kastetmedik” kavlindeki iyilikte de üç mülahaza vardır: Birincisi: Allah’a itâattir. İkincisi: Cennettir. Üçüncüsü: Dinin emrini yerine getirmek ve namaz için toplanmak gibi en güzel şeyleri yapmaktır. Yemin edenin ismini da vermiştik. |
﴾ 107 ﴿