9

"Yûsufu öldürün yahut onu bir yere atın ki, babanızın yüzü /teveccühü yalnız size kalsın; siz de sonradan iyi bir topluluk olursunuz".

"Uktulu Yûsufe":

Ebû Ali şöyle demiştir: İbn Kesir, Nâfi ve Kisâi, tenvinin zammesiyle: Mübinün utkulu” okumuşlardır. Çünkü onun hareketlenmesi iki sakinin yan yana gelmesindendir. Onu ses uyumundan dolayı zamme ile harekelediler;

"meddün", "ve zulumatün” dedikleri gibi. Ebû Amr, Âsım, İbn Âmir ve Hamze de, tenvinin kesri ile okumuş, zammeye ses uyumunu dikkate almamışlarıdr; nitekim

"medde” "zulumatün” demişlerdir.

Müfessirler: Kurraların kendi aralarındaki görüşleri böyledir, demişlerdir.

"Evitrahunu ardan":

Zeccâc şöyle demiştir:

"Ardan” "fi"nin düşürülmesi (hazf-i harfi cer) ile mensûb olmuş, fiil de ona yaklaşmıştır,

Mana da şöyledir: Evitrahuhu ardan yebudu biha an ebihi (onu babasından uzaklaştıracak bir yere atın). Başkası da şöyle demiştir: Ardan te’küluhu fiha essibau (onu canavarların parçalayacağı bir yere atın).

"Babanızın teveccühü size kalır": Yani Yûsuf’lâ meşgul olmayı bırakır, demektir.

"Ondan sonra olursunuz": Yani Yûsuf'tan sonra demektir,

"iyi bir topluluk":

Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Onu öldürdükten sonra Tevbe ederek iyi kimseler olursunuz. Bunu İbn Abbâs, demiştir.

İkincisi: Babanızın yanında halinizi düzeltirsiniz. Bunu da Mukâtil demiştir. Onların kıssalarında acayip bir nükte vardır, o da şudur: Onlar günahtan önce Tevbeye karar verdiler, işte mü’min de böyle olmalı; ne kadar günah işlese de Tevbeyi unutmamalıdır.

9 ﴿