42Yûsuf, o ikiden kurtulacağını kesin bildiği kimseye. "Efendinin yanında beni yad et” dedi. Şeytan ona bunu efendisine bahsetmeyi unutturdu. Böylece Yûsuf zindanda birkaç sene kaldı. "O ikiden kurtulacağını kesin bildiği kimseye dedi": Yani sakiye dedi. Bu zan hakkında da iki görüş vardır: Birincisi: İlim manasınadır, bunu da İbn Abbâs, demiştir. İkincisi: O, yakin’in zıttı olan zandır. Bunu da Katâde, demiştir. "Beni efendinin yanında yad et": Yani sahibinin yanında, o da kraldır. Ona: Zindanda haksız yere hapsedilmiş bir genç vardır, de. Kralın adı Velid b. Reyyan'dır. "Şeytan ona bunu efendisine anlatmayı unutturdu": Bunda da iki görüş vardır: Birincisi: Şeytan sakiye Yûsuf’u efendisine anmayı unutturdu. Bunu Ebû Salih, İbn Ababs’tan rivayet etmiş; İbn İshak da böyle demiştir. İkincisi: Şeytan Yûsuf’a Rabbini zikretmeyi unutturdu. Ondan zindandan çıkma umuduyla krala anmasını istedi. Bunu da Mücâhid, Mukâtil ve Zeccâc, demişlerdir. Bu, kasdi bir unutmadır, yanlışlıkla olan bir unutma değildir. Aksi de bir önceki görüştür. "Böylece zindanda birkaç sene kaldı": O zamana kadar kaldığının dışında; bu da bir mahluka güvendiği için bir ceza idi. Âyette geçen bıd' kelimesi üzerinde de dokuz görüş vardır: Birincisi: Yedi - dokuz arasıdır. İbn Abbâs’tan şöyle rivayet edilmiştir: Ebû Bekir, "Elim. Lâm. Mîm. Ğulibetirrum” (Rum: 2) âyeti inince Kureyş’le bahse girdi; Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem: Aman tedbirli ol, çünkü bıd’ yedi - dokuz arasıdır, dedi. İkincisi: On iki senedir, bunu da Dahhâk, İbn Abbâs’tan demiştir. Üçüncüsü: Yedi yıldır, bunu da İkrime, demiştir. Dördüncüsü: Beş ilâ yedi yıldır, bunu da Hasen, demiştir. Beşincisi: Dört ilâ dokuzdur, bunu da Mücâhid, demiştir. Altıncısı: Üç ilâ dokuzdur, bunu da Esmaî ile Zeccâc, demişlerdir. Yedincisi: Bıd’ üç - dokuz - on arasıdır, bunu da Katâde, demiştir. Sekizincisi: On’dan aşağıdır, bunu da Ferrâ’, demiştir. Ahfeş de: Bıd’: Birden - on’a kadardır, demiştir. Dokuzuncusu: Onluk ve yarısı bile değildir ki, bunu da Ebû Ubeyde, demiştir. İbn Kuteybe de: Bir ilâ dört arası demek istemiştir, demiştir. Esrem de, Ebû Ubeyde’den, bıd’: Üç - beş arasıdır dediğini rivayet etmiştir. Zindanda tam olarak ne kadar kaldığı hususunda da üç görüş vardır: Birincisi: On iki yıl. Bunu İbn Abbâs, demiştir. İkincisi: On dört yıl, bunu da Dahhâk, demiştir. Üçüncüsü: Yedi yıl, bunu da Katâde, demiştir. Malik b. Dinar da şöyle demiştir: Yûsuf, sakiye "beni efendine an” deyince, kendisine: "Ey Yûsuf, benden başka vekil mi tuttun? Ben de seni uzun yıllar zindanda hapsedeceğim, denildi. Yûsuf o zaman ağladı ve: "Ya Rabbi, belamın çokluğu kalbime unutturdu, yazıklar olsun kardeşlerime!” dedi. |
﴾ 42 ﴿