49Sonra bunun ardından bir yıl gelir; insanlar bol yağmura kavuşur ve onda (meyve) sıkar (hayvan sağarlar). "Sonra bunun ardından bir yıl gelir": Eğer "Neden müennes olan "“sîn “ in"e işaret ederek "zalike” dedi?” denilirse, buna iki türlü cevap verilir; bunları İbn Kasım zikretmiştir: Birincisi: Seb’ lâfzı müennestir, fakat üzerinde tenis alâmeti yoktur; o nedenle müzekkere benzemiştir. Meselâ: "Essemaü münfatırün bih” (Müzzemmil: 18) âyetinde olduğu gibi. Müzekker şeklinde münfatırrün, denilmiştir; çünkü üzerinde tenis alâmeti yoktur. Şair de şöyle demiştir: Ne bulut yağmurunu gönderdi, Ne de yer otunu bitirdi. Anlatığımız gerekçelerden dolayı "ebkale” demiştir. İkincisi: "Zalike” kuraklığa işarettir, bu da Mukâtil’in görüşüdür. Birincisi de Kelbî'nin görüşü idi. Katâde şöyle demiştir: Allah Yûsuf'a ilaveten onların sormadığı bir yılm da bilgisini vermiştir. "Fihi yuğasünnasu": Bunda da iki görüş vardır: Birincisi: Onlara yağmur verilir, demektir. Bu da İbn Abbâs’ın görüşüdür. İkincisi: Bolluk olur, demektir, bunu da Maverdi zikretmiştir. "Vefihi yasının": İbn Kesir, Nâfi', Ebû Amr, İbn Âmir ve Âsım, ye ile: "Yasırun okumuşlardır. Hamze ile Kusai de soranlara hitap şeklinde te ile (tasırırun) okumuşlardır. "Yasının” lâfzında da beş görüş vardır: Birincisi: Üzüm, zeytin ve meyve sıkarlar, demektir. Bunu el - Avfi, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş, Katâde ile cumhûr da böyle demişlerdir. İkincisi: "Yasının": Yahtelibun (süt sağarlar) demektir. Bunu İbn Ebi Talha, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. İbn Enbari de babasından, o da Ahmed b. Ubeyd’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Yasırun kelimesinin tefsiri, süt sağarlar, demektir. Çünkü hayırları artacak ve bollukları genişleyecektir. Şairin şu beytini delil getirmiştir: Eğer bedevilerin yiyecekleri ve Sağılacak sütleri olmazsa, ne ile korunurlar? Burada yu’saru kelimesi yuhlebu yerine kullanılmıştır. Üçüncüsü: Kurtulurlar, demektir, bu da asardan gelir, asar ise necat bulmaktır. Usra da kurtuluştur. Fülanün fi usratin denir ki, güç yetmez kale içindedir, demektir. Şair de şöyle demiştir: O kadar susuz olduğu halde istemeyenlere yardım eder, Mağlupların ve ezilenlerin yardımcısıdır. Burada yardımcı manasına kullanılmıştır. Şair Adiy de şöyle demiştir: Eğer boğazıma sudan başka bir şey tıkansa idi, Herkes gibi ben de su ile kurtulmaya çalışırdım. Bu, Ebû Ubeyde’nin görüşüdür. Dördüncüsü: İstedikleri şeyi elde ederler, demektir. Yine bu da Ebû Ubeyde’den rivayet edilmiş ve şöyle demiştir: Mutasar: Bir şeyi ele geçirip alan demektir. Bu âyet de bundandır, İbn Ahmer’in şu beyti de bundandır: Yaşam bütün bereketi ile (gelmiş), Sen de dallarından tutmuşsun. Beşincisi: Kendilerine verilir, geçimleri bol olduğu için onlar da başkalarına verirler. Bunu İbn Enbari, bazı dilcilerden rivayet etmiştir. Said b. Cübeyr de: "Ye'nin zammı ve sad’ın fethi ile: "Yu’sarun” okumuştur. Zeccâc da: Yağmura kavuşurlar demek istemiştir diye açıklamıştır. Bu: "Sıkışan bulutlardan (musırat) şarıl şarıl yağmur indirdik” (Nebe’: 14) kavlinden gelir. |
﴾ 49 ﴿