17

Onu yutmaya çalışır, fakat neredeyse boğazından geçiremez. Ölüm ona her yerden / taraftan gelir de ölmez. Onun arkasında da ağır bir azap vardır.

"Yetecerrauhu": Tecerru içilecek şeyi yudum yudum içmeye çalışmaktır, onu bir seferde içemez; çünkü ondan hiç hoşlanmamaktadır; onu içmekten ikrah etmektedir.

"Onu neredeyse boğazından geçiremez": Yani onu yutamaz; Sâğa leyeşşey’ü ve esağtuhu denir ki, boğazımdan kolay geçti, demektir. Ebû Ümame, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ona yaklaştırılır, ondan tiksinir; daha yaklaştırıldığı zaman yüzünü kavurur ve başının postu yere düşer. Onu içtiği zaman bağırsaklarını doğrar, öyle ki, arkasından çıkar. 2

2 - imam Ahmed, Müsned, 5/265.

"Ölüm ona gelir": Yani ölümün kaygısı, sıkıntısı ve acısı ona gelir,

"her taraftan":

Bunda da üç görüş vardır:

Birincisi: Vücudundaki bütün kıllardan, bunu da Atâ’, İbn Abbâs'tan rivayet etmiştir. Süfyan Sevri de: Her damardan, demiştir, İbn Cüreyc de şöyle demiştir: Canı gırtlağına takılır; ağzından çıkmaz ki, ölsün, geri yerine dönmez ki, rahat etsin.

İkincisi: Her taraftan; üstünden ve altından, sağından ve solundan, arkasından ve önünden gelir. Yine bunu da İbn Abbâs, demiştir.

Üçüncüsü: O, ateşte kâfirin başına gelen belalardır ki, (Allahü teâlâ) ona ölüm demiştir. Bunu da Ahfeş, demiştir.

"Oysa o ölecek değildir": Yani hayatın kesilip atılacağı ölüm değildir.

"Onun arkasından da": Yani o azaptan sonra da vardır. İbn Saib: İrinin arkasından vardır, demiştir.

"Ağır bir azap": İbrahim Teymi de: Cehennemde ebedi kalma kararından sonra, demiştir. Ğalîz de: Ağır ve çetin, demektir.

17 ﴿