18

Rablerini inkâr edenlerin hali şöyledir: Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgarın savurduğu bir kül gibidir. Kazandıkları şeyden hiçbir şeye güç yetiremezler. İşte uzak sapıklık budur.

"Rablerini inkâr edenlerin hali şöyledir":

Ferrâ’ şöyle demiştir: Mesel (ha) kelimesi onlara izafe edilmiş, aslında amellerindir, mana da: Kâfirlerin amellerinin misali şöyledir, demektir. Şu âyet de öyledir:

"Allah’a karşı yalan söyleyenleri kıyamet gününde görürsün ki, yüzleri kap karadır” (Zümer: 60). Yani yüzlerini görürsün, demektir. Asıf, irapta yevme'ye tabi kılınmış; aslında rüzgara aittir.

Bu da iki açıdan câizdir:

Birincisi: Fırtına, her ne kadar rüzgara ait ise de, gün de onunla nitelenebilir; çünkü rüzgar onda oluşmaktadır. Binaenaleyh: Soğuk gün ve sıcak gün dediğin gibi fırtınalı gün demen de câizdir.

İkincisi: Sen: Fi yevmin asıfîrrihi (fırtınası esen bir günde) demek istiyor, rüzgarı atıyorsun. Çünkü o, sözün başında geçmişti. Nitekim şair de şöyle demiştir:

Zırhların iyiliği derilerimizi güldürür,

Güneşin batıp da ortalığın karardığı günde..

Kasifeşşems, demek istemiştir. Sibeveyh’ten de şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bu âyette söylenmeyen kelimeler vardır,

Mana da şöyledir: Sana anlattıklarımızdan biri de kâfirlerin halidir. Sonra yeni söze başlamış ve: Onların amelleri rüzgarın savurduğu kül gibidir, demiştir. Nehaî, İbn Yamur ve Cahderi, yevm kelimesini tenvinsiz olarak: "Fi yevmi asıfin” okumuşlardır.

Müfessirler, âyetin manası şöyledir, demişlerdir: Müşriklerin Allah’a yaklaşmak için bütün yaptıkları şeyler, boşa gitmiştir, ondan yararlanamazlar; rüzgarın savurduğu küle benzer, ondan hiçbir şeyi elde edemezler. Onlar dünyada kazandıkları şeylerden ahirette hiçbirini ele geçiremezler, sevabını bulamazlar.

"İşte uzak sapıklık budur": Yani kurtuluştan uzak, demektir.

18 ﴿