3Ey Nûh ile taşıdığımız kimselerin soyu, şüphesiz o, çok şükreden bir kul idi. "Ey Nûh ile taşıdığımız kimselerin soyu": Mücâhid bunun nida olduğunu söylemiş ve: Ey taşıdığımız kimselerin soyu, demiştir. İbn Enbari de şöyle demiştir: Kim te ile: "Ella tettehizu” okursa, yukarıda geçtiğini nazar-ı dikkate alarak zürriyetten sonra bir kelime gizlemiş olur, özeti de şöyledir: Ey Nûh ile beraber taşıdıklarımızın soyları, benden başka vekil tutmayın. "O çok şükreden bir kul idi” sözünü dikkate alarak da böyle bir şey gizlemeye gerek de kalmaz. Çünkü bu da: Onun gibi bana şükredin, demektir. Kim de ye ile: "Ellayettehizu” okursa, nidayı hitaba bitiştirmiş ve "zürriyete"yi de nasbetmiş olur. Onun ittehaze fi’linin ikinci mef'ulu olarak mensûb olması da câizdir, Kelâmın özeti şöyle olur: Nûh ile beraber taşıdığımız kimselerin zürriyetlerini vekil edinmesinler. Katâde şöyle demiştir: Bütün insanlar Allahü teâlâ’nın o gemide kurtardığının soyundandır. Âlimler şöyle demişlerdir: Bu şekilde insanlara minnet edilmesi, onların gemide kurtulanların sulbünden gelmelerindendir. "Şüphesiz o, çok şükreden bir kul idi": Selman Farisi şöyle demiştir: Nûh yemek yediği zaman: "Elhamdü lillâh” derdi. Su içtiği zaman: "Elhamdü lillâh” derdi. Başkası da şöyle demiştir: O, elbise giydiği zaman: "Elhamdü lillâh” derdi; Allahü teâlâ da ona: Şükreden kul, demiştir. |
﴾ 3 ﴿