7

Eğer iyilik ederseniz kendiniz için iyilik etmiş ve eğer kötülük ederseniz yine kendiniz için etmiş olursunuz, ötekisinin va’desi gelince, yüzlerinizi kötülesin, ilk seferde girdikleri gibi Mescid’e girsinler ve galebe ettiklerini bir helak ile helak etsinler, diye (başınıza yine düşman Mûsallat ettik).

"Eğer iyilik ederseniz": Yani size: Eğer iyilik eder ve Allah’a itâat ederseniz, dedik.

"Kendiniz için iyilik edersiniz": Yani itâatin sonucu sizin lehinizedir.

"Eğer kötülük ederseniz": Bozgunculuk ve isyanlarla

"Yine kendiniz içindir (feleha)":

Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Feileyha (lehine) manasınadır.

İkincisi: Fealeyha (aleyhine) manasınadır.

"Feiza cae va’dül ahireti": "Feiza"nın cevabı mahzuftur; takdiri şöyledir: Öteki bozgunluğunuzun ceza va’desi geldiği zaman üzerinize adamlar göndeririz ki, yüzlerinizi kötülesinler (üzsün, kara çıkarsınlar). Bu ikinci bozgunculuk da Yahya’yı öldürmeleri ve İsa’yı öldürmeye kastetmeleridir. İsa göğe çıkarıldı, Allah da onlara İran ve Roma krallarını Mûsallat etti; onları öldürüp esir ettiler. İşte:

"Liyesuu vucuheküm": kavli bu dur.

İbn Kesir, Nâfi, Ebû Amr ve Âsım da Hafs’tan rivayet ederek çoğul sigasıyla ve iki vav arasında hemze ile "liyesuu” okumuşlardır ki, gönderilen kimselere işarettir.

İbn Âmir, Hamze ve Ebû Bekir de Âsım'dan rivayet ederek, tekil sigasıyla: "Liyesue vücuhekum” okumuşlardır.

Ebû Ali: Bunda iki mülahaza vardır, demiştir:

Birincisi: Aziz ve celil olan Allah yüzünüzü kara çıkarsın, diye.

İkincisi: öldükten sonra dirilmek yüzünüzü kara çıkarsın diye. Kisâi de nun ile "linesue” okumuştur ki, gizli zamir Allahü teâlâ’ya râcîdir.

İkinci seferde onların üzerine gönderilenler hakkında da iki görüş vardır:

Birincisi: Buhtunassar’dır, bunu Mücâhid ile Katâde, demişlerdir. Ravilerden çoğu bunu kabul etmez ve: Buhtunassar’ın Beyt-i Makdis’i harap etmesiyle Zekeriyya oğlu Yahya’nın doğumu arasında uzun zaman vardır, derler.

İkincisi: Roma Kralı Antiochus’tur, bunu da Mukâtil, demiştir.

"Yüzlerinizi kötülesinler"in manası da şöyledir:

Sizi öldürmek ve esir etmekle üzerinize saldırıp sizi üzsünler, demektir. Üzülmek için yüzün gösterilmesi, yüzün sahipleri demektir; çünkü üzüntü ve keder onların üzerinde görülür.

"Mescide girsinler diye": Yani Beyt-i Makdis’e, demektir.

"Girdikleri gibi": İlk seferde.

"Helak etsinler diye (liyütebbiru)": Yok ve harap etsinler diye:

Zeccâc şöyle demiştir: Cam, demir ve altın gibi şeylerin kırıklarına: Tibr denir.

"Ma alev": Üstlerine çıkıp harap etsinler demektir.

7 ﴿