5Ne onların ne de atalarının bu hususta hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan bu söz ne büyüktür! Onlar ancak yalan söylüyorlar. "Ağızlarından çıkan o söz": Yani: O kuru bir sözdür, doğru değildir, doğruluğuna delil yoktur, demektir. "İn yekulune": Demezler, "ancak yalan” derler. Sonra onu onların Müslümanlıklarını kaçırdığına üzülmesinden dolayı kınayıp: "Felealleke bahiun nefseke” dedi. Said b. Cübeyr, Ebû’l - Cevza ve Katâde, “sîn” in kesri ile muzaf olarak, "bahiu nefsike” okumuşlardır. Müfessirler ve dilciler şöyle demişlerdir: Belki de sen kendini helak edecek ve öldüreceksin. Ebû Ubeyde, Şair Zürrimme’nin bir beytini delil getirmiştir: Ey kaderin, ellerinden uzaklaştırdığı şeye Üzülüp de kendini helak eden kimse! Eğer: "Nasıl” "Felealleke (belki de sen)” der, genellikle bu kelime şüphe için söylenir, Allahü teâlâ ise her şeyi yaratmadan önce bilir?” denilirse. Cevap şöyledir: Bu şüphe değildir; burada tesbit manası taşıyan soru gizlidir, Mana da şöyledir: Kendini mi öldüreceksin?! Onların yüz çevirmelerinden bu kadar uzun uzadıya üzülmen doğru değildir. Çünkü biz kimin bedbahtlığına karar vermişsek, ona üzülmek fayda vermez. Bunu da İbn Enbari zikretmiştir. |
﴾ 5 ﴿