83Sana Zülkarneyn'den sorarlar. De ki: "Size ondan bir haber okuyacağım". "Sana Zülkarneyn’den sorarlar": Âyetin iniş sebebini "sana ruhtan sorarlar” (İsra: 85) kavlinde zikretmiştik. Zülkarneyn’in ismi hakkında dört görüş halinde ihtilaf etmişlerdir: Birincisi: Abdullah’tır, bunu da Hazret-i Ali radıyallahu anh demiştir. İbn Abbâs’tan, onun Abdullah b. Dahhâk olduğu rivayet edilmiştir. İkincisi: İskender’dir, bunu da Vehb b. Münebbih, demiştir. Üçüncüsü: Ayyaş’tır, bunu da Muhammed b. Ali b. Hüseyn, demiştir. Dördüncüsü: Sa’b b. Cabir b. Kalamus’tur, bunu da İbn Ebi Hayseme zikretmiştir. Ona Zülkarneyn denilmesinde de on görüş vardır: Birincisi: O, kavmini Allah’a davet etti, onlar da boynuzunun üstüne vurdular, o da helak oldu. Aradan bir zaman geçti, sonra Allahü teâlâ onu diriltti. Onları yine Allah'a davet etti; bu sefer de öteki boynuzunun üzerine vurdular, o da helak oldu. İşte iki Karn'i (boynuzu) budur. Bunu da Hazret-i Ali, demiştir. İkincisi: Ona Zülkameyn denildi, çünkü güneşin batısına ve doğusuna gitti, yürüdü. Bunu Ebû Salih, İbn Abbâs'tan rivayet etmiştir. Üçüncüsü: Çünkü yanakları bakırdan idi. Dördüncüsü: O rüyada gökten yere uzandığını ve güneşin iki boynuzundan tuttuğunu gördü; bunu kavmine anlattı; onlar da ona Zülkameyn (iki boynuzlu) ismini verdiler. Beşincisi: Çünkü o, Roma ve İran’a sahip oldu. Altıncısı: Çünkü başında boynuz benzeri bir şey vardı. Bu dört görüş Vehb b. Münebbih’ten rivayet edilmiştir. Yedincisi: Çünkü onun iki saç örgüsü vardı, bunu da Hasen, demiştir. İbn Enbari de şöyle demiştir: Araplar iki saç örgüsüne ğadireteyn, cemireteyn ve karneyn, derler. Diyor ki: Kim: İran’a ve Roma’ya sahip olduğu için böyle denildi, derse, çünkü o ikisi yerin iki boynuzumesabesindedir, onlara: Karneyn, denir. Sekizincisi: Çünkü o, iki tarafı da şerefli bir aileden gelen soylu biri idi. Dokuzuncusu: Çünkü onun zamanında iki nesil yok oldu, o ise hayatta kaldı. Onuncusu: Çünkü o, karanlığa ve aydınlığa gitti. Bu üç görüşü de Ebû İshak Sa’lebî zikretmiştir. Onun peygamber olup olmaması hususunda iki görüş halinde ihtilaf ettiler: Birincisi: O, peygamber idi, bunu da Abdullah b. Amr ile Dahhâk b. Müzahim, demişlerdir. İkincisi: O, iyi bir kuldu, peygamber ve kral değildi. Bunu da Hazret-i Ali radıyallahu anh, demiştir. Vehb b. Münebbih de: O kral idi, ona vahyedilmedi, demiştir. Onun yaşadığı zaman hakkında da üç görüş halinde ihtilaf edilmiştir: Birincisi: O, ilk nesilden Yafes b. Nûh evladındandır, bunu da Hazret-i Ali radıyallahu anh, demiştir. İkincisi: O, Semud kavminden sonra idi, bunu da Hasen, demiştir. Onun b. altı yüz yıl yaşadığı söylenmiştir. Üçüncüsü: O, İsa ile Muhammed sallallahu aleyhima zamanı arasındaki boşlukta yaşamıştır. Bunu da Vehb, demiştir. "Size ondan haber okuyacağım": Yani ondan bahseden bir haber okuyacağım, demektir. "Biz ona yeryüzünde imkan verdik": Yani orada yürümesini kolaylaştırdık. Hazret-i Ali radıyallahu anh şöyle demiştir: O, Allah'a itâat etti, Allah da bulutu onun emrine verdi; o da onu taşıdı, ona geniş sebep verdi; ona nûru yaydı; gece ile gündüz ona birdi. Mücâhid şöyle demiştir: Yeryüzüne dört kimse sahip oldu: İkisi mü’min, ikisi kâfir idi; Mü’minler: Süleyman b. Dâvud ile Zülkarneyn’dir. Kâfirler de: Nemrud ile Buhtunassar’dır. |
﴾ 83 ﴿