90Nihayet güneşin doğduğu yere gelince: Onun bir kavim üstüne doğduğunu buldu ki, onlara ona karşı bir örtü kılmadık. Katâde şöyle demiştir: Şehirleri fethederek, hâzineleri toplayarak ve iman etmeyen dışında adamları öldürerek güneşin doğduğu yere gitti. Yer altı dehlizlerinde çıplak bir kavim buldu. Güneş doğarken yaktığı şeylerden başka yiyecekleri yoktu. Güneş göğün ortasına gelince yer altından çıkar, güneşin yaktığı şeylerden geçim ararlardı. Bize ulaştığına göre onlar öyle bir yerde yaşarlardı ki, üzerinde bina durmazdı. Onlara, zenciler, denilmiştir. Hasen de şöyle demiştir: Güneş battığı zaman çıkar, vahşi hayvanlar gibi yayılırdı. Hasen, Mücâhid, Ebû Miclez, Ebû Recâ’ ve İbn Muhaysın, “Lâm” ın fethi ile "matla” okumuşlardır. İbn Enbari şöyle demiştir: Matlı ile matlam güneşin doğduğu yer olduğunda dilciler arasında ihtilaf yoktur. Şöyle derler: Faale yef ulu babından mimli mastar ile ism-i mekan mef al vezninde gelir; giriş ve giriş yeri için medhal, denildiği gibi. Ancak on bir kelime vardır ki, onların mekan isimleri mef'ul veznindedir, onlar da şunlardır: Matli, meşkin, merısik, meşrık, mağrib, mescid, menbit, meczir, mefrik, meskıt ve mehbil (deve için döl yolu). Bu on birden beş kelime vardır ki, onlarda kesr de fetlı de câizdir: Matli ve matla, mensik ve mensek, meczir ve meczer, meşkin ve mesken, menbit ve menbet. Hasen, iki şıkka da ihtimali olması hasebiyle mef'ul vezninde okumuştur. Çoğunluk ise Arapların tercihini ve çok kullanmalarını dikkate alarak, ism-i mekanı kesr ile, mastarı da feth ile okumayı tercih etmişlerdir. Ebû Amr şöyle demiştir: Matli, kesr ile: Güneşin doğduğu yerdir, feth ile matla da: Doğmaktır. İbn Enbari: Esas budur, sonradan Araplar işi geniş tutup ismi mastar yerine kullanarak kesr ile "hatta matlial fecr” (Kadr: 5) okumuş ve güneşin doğmasını kastetmişlerdir. "Matlieşşems"i feth ile okuyanlar ise medhal gibi ism-i mekan olarak okumuşlardır. |
﴾ 90 ﴿