5"Gerçekten ben, arkamdan yerime geçeceklerden korktum. Karım da kısır oldu. Artık bana kendi katından bir dost (oğul) ver". "Ben yerime geçeceklerden korktum": Yani nesep bakımından yerine geçecek olanlardan, demektir ki, onlar da amcası çocuklarıyla baba tarafından asebeler (akrabalar)dır. "Arkamdan": Yanı ölümümden sonra, demektir. Onlar için korktuğu şeyde de iki görüş vardır: Birincisi: Kendisine mirasçı olmalarından korktu, bunu da İbn Abbâs, demiştir. Eğer biri itiraz eder de: "Bir peygamber ölümünden sonra hukuki mirasçılarından nasıl korkar?” denilirse. Buna iki cevap verilir: Birincisi: O, peygamber olup da, peygamberin de mirasçısı olmayacağından malına mirasçı olup da kendileri için câiz olmayan şeyi almalarından korktu. İkincisi: İnsanlık yönü ağır bastı, malına evladının mirasçı olmasını arzuladı. Bu ikisini İbn Enbari zikretmiştir. Ben de derim ki: Bunun açıklaması şöyledir: Eğer mirasçı olmasa bile malı için mutlaka bir mütevelli olacaktı, o da çocuğunun bunu yapmasını istedi. İkincisi: O, dini zayi etmelerinden ve onu arkalarına atmalarından korktu. Bunu da bir bölük müfessir zikretmiştir. Osman, Sa'd b. Ebi Vakkas, Abdullah b. Amr, İbn Cübeyr, Mücâhid, İbn Ebi Şüreyh, Kisâi'den, hının fethi ve fenin şeddesiyle "haffet” okuduğunu rivayet etmişlerdir ki, "azaldı” demektir. Buna göre ilim ve peygamberliğinin miras kalmayıp da ilmin ölmesinden korkmuştur, İbn Şihab Zühiri de yeyi sakin ederek "mevaliy” okumuştur. "Min veraiy": Cumhûr bu yeyi sakin okumuş, İbn Kesir de, Kunbul rivâyetinde fetha ile okumuştur. Şibl de ondan "asây” gibi "verây” rivayet etmiştir. "Bana kendi katından bağışla": Yani kendi yanından, demektir, "veliyyen": Yani yerimi tutacak akıllı bir çocuk. |
﴾ 5 ﴿