10

Hani, bir ateş görmüştü de ailesine:

"Durun, şüphesiz ben bir ateş gördüm. Belki size ondan bir kor getirir yahut ateş üzerine bir yol gösterici bulurum” demişti.

Vehb b. Münebbih de şöyle demiştir: Mûsa, annesine dönmek için Şuayb aleyhisselam’dan izin istedi. O da ona izin verdi. O da ailesiyle birlikte çıktı. Yolda çetin bir kış gecesinde çocuğu oldu, çakmak çaktı, yanmadı. Onunla uğraşırken uzaktan yolun sol tarafından bir ateş gördü. Biz bu hadisi 'Kitabu'l - Hadaik’te uzun uzadıya zikrettiğimiz için burada tefsiri hikaye ile uzatmak istemedik. Çünkü bizim maksadımız ezberlenmesi kolay olması için kısa bir tefsir yazmaktır.

Müfessirler şöyle demişlerdir: Mûsa bir nûr gördü, ancak Mûsa içinde düşündüğü şeyi haber verdi.

"Ailesine dedi": Yani karısına,

"durun": Yani yerinizde kalın, dedi. Hamze, burada ve Kasas 29’da he’nin zammesiyle "liehlihumküsu” okumuştur.

"Inni anestü nara":

Ferrâ’ şöyle demiştir: Ben buldum, hel aneste ahaden, "kimseyi buldun mu?” denir.

İbn Kuteybe de:

"Anestü": Gördüm, demiştir. Kabes kelimesine gelince,

Zeccâc: O, bir sopanın veya bir fitilin başındaki ateştir (meşaledir) demiştir.

"Ev ecidü alennari hüda":

Ferrâ’ şöyle demiştir: Hadiyen demek istemiş, mastarla ifade etmiştir.

İbn Enbari de şöyle demiştir: Burada

“alâ” nın, "inde” manasına, "maa” manasına ve "be” manasına olması câizdir. Tefsirciler şöyle demişlerdir: O, yolu şaşırmıştı, ateşin başında biri olacağını bildi.

Zeccâc şöyle demiştir: Suyu kaybetti, kendisine yol gösterecek veya suyu tarif edecek birini umdu.

10 ﴿