10Hani, size üstünüzden ve aşağınızdan gelmişlerdi de o zaman gözler kaymış ve yürekler gırtlaklara gelmişti. Siz Allah’a çeşitli zanlar ediyordunuz. "Hani, size üstünüzden ve aşağınızdan gelmişlerdi": Yani vadinin yukarısından ve aşağısından, demektir. "Gözler kaymıştı": Yani dönmüş ve yerinden oynamıştı, nereye baksa düşmanlanır geldiğini görüyordu. "Ve beleğatil kulubul hanacire": Hanacir, hancere’nin çoğuludur, hançere ise boğazın iç kısmıdır. Katada şöyle demiştir: Gözler yerinden oynadı; eğer gırtlaklar onları sıkmasa idi, dışarı çıkardı. Başkası da, mana şöyledir, demiştir: Onlar korktular, çoklan paniklediler. Korkak kimse çok korktuğu zaman ciğeri şişer, o zaman kalp (yürek) gırtlağa gelir. Bu mana İbn Abbâs ile Ferrâ’’dan rivayet edilmiştir. İbn Kuteybe de şu manaya gitmiştir: Kalpler korkudan neredeyse boğazlara gelecekti. İbn Enbari şöyle demiştir: Son cümledeki "kâde” gizlenmez, konuşulmadıkça da manası bilinmez. "Allah'a çeşitli zanlar ediyordunuz": Hasen: Zanlar farklı idi: Münafıklar Muhammed ile ashabının kökünün kazılacağım zannettiler, mü’minler de onun muzaffer olacağını zannettiler. İbn Kesir, Kisâi, Hafs da Âsım’dan rivayet ederek, vakıfta elifle "ezzununa". "erresula” ve "essebila” okumuşlar, vasılda da elifi atmışlardır. Hübeyre de, Hafs’ın Âsım'dan, vasılda da vakıfta da elifle okuduğunu rivayet etmiştir. Nâfi', İbn Âmir, Ebû Bekir de Âsım'dan rivayet ederek, vasılda da vakıfta da elifle okumuşlardır. Ebû Amr, Hamze ve Kisâi de vasılda da vakıfta da elifsiz okumuşlardır. Zeccâc şöyle demiştir: Usta nahivciiler ve sünnete uyan kurralar "ezzununâ” diye vakfeder, vasılda böyle yapmazlardı. Bunu yapmaları da âyet sonlarına riayet etmelerinden dolayıdır, bunların sonunda da elif vardır. |
﴾ 10 ﴿