41Zürriyetlerini dolu gemide taşımamız gerçekten onlar için bir delildir. "Ve âyetim lehlim enna hamelna zürriyyetehüm": Nâfi ile İbn Âmir cemi sığasıyla "zürıiyyat illim” okumuşlar, yedi kurradan kalanlar da tekil olarak "zürriyyetehüm” okumuşlardır. Müfessirler şöyle demişlerdir: bundan Nûh’un gemisi kastedilmiştir; zürriyetin muhataplara nisbet edilmesi, onların cinsinden olmalarındandır. Sanki; insan zürriyeti demiş gibidir. Ferrâ’ da: Zürriyete men hüve minhüm, demiş; onları geçmiş ile olsa Nûh zürriyetinden saymıştır, başkası da şöyle demiştir: bu, gemiye binerken peygamberlerin atalarının sulplerinde taşınmasıdır. Abbas'ın şu sözü de öyledir: Hayır, onlar meni idi, gemiye bindi, Ötekiler ise Nesr putu ile beraber dudaklarına kadar suyun altında kaldılar. Mufaddal da şöyle demiştir: Zürriyet; Nesildir; çünkü onlar Allah’ın yarattıkları onlardandır. Zürriyet aynı zaman da atalardır da; çünkü nesil onlardan meydana gelmiştir. Bu, zıt anlamlı kelimelerdendir, bu âyet de ondandır. Biz de bunu Al-i İmran: 34’te "zürriyyeten baduha min ba’d” kavlinde şerh etmiştik. Meşhun ise: Dolu demektir. |
﴾ 41 ﴿