3Onlardan önce nice nesiller helak ettik de feryat ettiler. Hâlbuki kaçma zamanı değildir. Sonra onları "onlardan önce nice nesiller helak ettik” demekle korkuttu, yani geçmiş milletleri demektir. "Feryat ettiler": Helak olurken, bu feryatta da iki görüş vardır: Birincisi: O duadır. İkincisi: Yalvarmadır. "Velate hine menas": Dahhâk, Ebû’l - Mütevekkil, Âsım el - Cahderi ve İbn Yamur, tenin fethi ve nunun ref’i ile "velate hinü” okumuşlardır. İbn Abbâs: Onu gördükleri zaman kaçma yoktur, demiştir. Atâ’ da şöyle demiştir: Yemen lügatinde "late” "leyse” manasınadır. Vehb b. Münebbih de: O Süryanice’dir, demiştir. Ferrâ’ da: O "leyse” manasınadır, mana da: Kaçma zamanı değildir, demiştir. Kurralardan kimi "lati” diyerek cer ile okurlar, doğrusu nasbtır, çünkü o, "leyse” manasınadır: Mufaddal bana şöyle bir şiir okudu: Leyla'nın sevgisini hatırladı, ama zamanı değildi Ak saç da dostları benden uzaklaştırdı. İbn Enbari şöyle demiştir: Ferrâ’, Kisâi, Halil, Sibeveyh, Ahfeş ve Ebû Ubeyde "velate"deki tenin "hiyne"den ayrı olduğu görüşünde idiler. Ebû Ubeyde şöyle demiştir: Bana göre vakıf, "vela” harfi üzerindedir. Yeniden 'tehiynü' diye başlar; bunun da üç delili vardır: Birincisi: İbn Abbâs’ın tefsiri buna şahitlik eder, çünkü o: Onu gördükleri zaman kaçına yoktur, demiştir. Şu bilinmektedir ki, "leyse” "lâ” ile kardeştir ve onun manasındadır. İkincisi: Biz Arap dilimle "late” diye bir şey bulamıyoruz; bilinen ancak "lâ"dır. Üçüncüsü: Bu te, ancak "hiyne", "erane” ve "evane"nin başına geçer: Kane hâza tehiynü kano zalike, derler. Aynı şekilde: "Teevanu” derler. İzheb lelane, derler, Şair Ebû Vecze es-Sa’di’nin şu şiiri de böyledir: Şefkat gösterenler yokken şefkat gösterirler, Yemek yediren yokken yemek yedirirler. İbn Kuteybe de İbn el - A’rabi’den, beytin manasının he ile "elatıfuneh” olduğunu, sonra da "hiyne ma min atıfin” diyerek başladığını söylemiştir. İbn Enbari de şöyle demiştir: Bu, yanlıştır, çünkü te ancak kesik ve sakin yerlerde nun’un üzerine dahil olur. Bitişik yerlerde ise o yoktur. Ali b. Ahmed en - Neysaburi de şöyle demiştir: Nahivciler "vela” üzerinde şöyle derler: O "lâ"dır, ona te ilâve edilmiştir, tıpkı şuralarda olduğu gibi: Sümme ve sümmet, riibbe ve rübbet. Aslı he’dir, "lâ"ya bitişmiş, "lah” demişlerdir. Onu bitiştirince de onu te yaptılar. Zeccâc ve Ebû Ali’ye göre bu da vakıf te iledir, Kisâi'ye göre de he iledir. Ebû Ubeyd’e göre de "lâ” üzerindedir. Menas ise: Firar etmek, kaçmaktır. Ferrâ’ şöyle demiştir: Navs: Arap dilinde gerilemektir, bevs da ilerlemektir. Şair İmruulkays şöyle demiştir; Sana geldiğimiz zaman Selma’yı anmaktan geri mi çekiliyorsun? Bir adım geri atıp bir adım ilerliyor musun? Ebû Ubeyde de şöyle demiştir: Menas: Nasa yenusu’dan mastardır, o da kurtuluş ve başarıdır. |
﴾ 3 ﴿