12

Onlardan önce Nûh kavmi, Ad ve kazıklı Fir’avn de (peygamberleri) yalanladılar.

"Kezzebel kablehüm kavmu Nûh’ın":

Ebû Ubeyde şöyle demiştir: Bazı Araplar kavim kelimesini mücnnes yapmış, bazıları da müzekker yapmışlardır, lığer onlara bu âyet delil getirilirse, aşiret manasına alınmıştır, derler ve

"kella inneha tezkireh” (Abese: 11) kavlini delil getirir ve: Gizlenen kelime müzekkerdir, derler.

"Kazıklar sahibi Fir'avn":

Bunda da altı görüş vardır:

Birincisi: O, insanları bağladığı kazıklarla işkence ederdi, sonra insanın üzerine bir kaya parçası kaldırılır; kafası kırılırdı. Bunu da İbn Mes’ûd ile İbn Abbâs, demişlerdir, Hasen ile Mücâhid de böyle demişlerdir: O, insanları ellerine ve ayaklarına çaktığı kazıklarla işkence ederdi.

İkincisi: O, sağlam bina sahibi idi, yine bu da İbn Abbâs’tan rivayet edilmiş; Dahhâk ile el - Kurazi de böyle demişlerdir.

İbn Kuteybe de bunu tercih etmiştir. Araplar: O, sağlam kazığa bağlı bir onur içindedir, sağlam kazığa bağlı bir mülk içindedir, derler, devamlı ve sağlam kastederler. Bunun da aslı şudur: Onların evleri (çadırları) kazıkla sağlamlaştırılırdı. Esved b. Yağfur şöyle demiştir:

Sağlam kazığa bağlı mülkün sayesindedir.

Üçüncüsü: Kazıklardan maksat: Ordulardır, bunu da Atıyye, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir; çünkü onun mülkünü sağlamlaştırırlar; kazık nasıl bir şeyi ayakta tutarsa öyle takviye ederlerdi.

Dördüncüsü: Ona yüksek bir sunak yapmışlardı; onun üzerinde insanlar boğazlardı.

Beşincisi: Onun dört sütunu vardı, adamı tutar, sütuna bağlar ve işkence ederdi. Bu iki görüş Said b. Cübeyr’den rivayet edilmiştir.

Altıncısı: Onun kazıkları, yularları ve oyun yerleri vardı; onlarla oynardı. Bunu da Atâ’ ile Katâde, demişlerdir.

12 ﴿