9

Gece saatlerinde secde ederek, kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini uman kimse (O’na asi olan kimse gibi midir?) De ki:

"Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak saf akıl sahipleri öğüt alır".

"Emmen hüve kanitün": İbn Kesir, Nâfi, Hamze, Ebû Cafer, Mufaddal da Âsım’dan, Zeyd de Ya’kûb 'tan, şeddesiz olarak

"emen” okumuşlar; kalanlar ise şedde ile okumuşlardır. Şeddelinin manası şöyledir: Bu anlattığımız mı daha hayırlıdır yoksa o ibadet eden mi?

"Emmen"in aslı em artı mendir; mîm mime idgam edilmiştir. Şeddesize gelince, onda üç mülahaza vardır:

Birincisi: O, nida (ünlem) manasınadır.

Ferrâ’ şöyle demiştir; Onu öyle okuyanlar şöyle izah etmişlerdir: Ya men hüve kanitün (ey dua eden kimse)! Bu da güzel bir izah tarzıdır. Araplar ya ile nida ettikleri gibi hemze ile de ederler; meselâ: Ya Zeydü akbil, derler. O zaman âyetin manası: Unutan kâfiri zikretmiş, sonra da iyi kimsenin kıssasını da nida ederek anlatmıştır; meselâ şu söz gibi: Filanca oruç da tutmaz namaz da kılmaz; ey oruç tutan, sana müjdeler olsun!

İkincisi: Takdiri şöyledir: O dua eden etmeyen gibi midir?

Üçüncüsü: Dua eden Allah’a eş tutan gibi midir?

Biz de kunut’un manasını Bakara: 116’da, ânaelleyli’nin manasını da Al-i İmran: 113’te anlatmış bulunuyoruz.

"Secde ederek, kıyamda durarak": Yani namaz kılarak, demektir.

Kimin hakkında indiğinde beş görüş vardır:

Birincisi: Ebû Bekir es - Sıddik’tır, bunu da Atâ’, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir.

İkincisi: Osman b. Affan'dır, bunu da İbn Ömer, demiştir.

Üçüncüsü: Ammar b. Yasir’dir, bunu da Mukâtil, demiştir.

Dördüncüsü: İbn Mes’ûd, Ammar, Suhayb ve Ebû Zer’dir. Bunu da İbn Saib, demiştir.

Beşincisi: O Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'dir, bunu da Yahya b. Selam nakletmiştir.

"Ahiretten sakınıyor": Yani ahiret azabından demektir. İbn Mes’ûd, Ubey b. Ka’b, İbn Abbâs, Urve, Said b. Cübeyr, Ebû Recâ’ ve Ebû İmran azap ilâve ederek:

"Yahzeru azabel ahireti” okumuşlardır.

"Rabbinin rahmetini umuyor":

Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: O bağışlamadır, bunu da İbn Saib, demiştir.

İkincisi: Cennettir, bunu da Mukâtil, demiştir.

"De ki: Hiç bir olur mu, bilenlerle” Allah’ın va’dettiği sevap ve azabın hak olduğunu

"bilmeyenler": Âyetin kalan kısmı Ra’d: 19’da geçmiştir.

"Bu dünyada iyilik edenler için iyilik vardır” kavli de Nahl: 30’da geçmiştir.

9 ﴿