22

Allah'ın, göğsünü İslâm’a açtığı ve onun Rabbinden bîr nûr üzerinde olan kimse (kalbi mühürlenen kimse gibi midir)? Vay, kalpleri Allah'ın zikrinden katılaşanlara! İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedir,

"Allah’ın, göğsünü açtığı kimse?": Zeccâc, cevabı terk edilmiştir, çünkü kelâmda ona delalet eden kısım vardır, takdiri de şöyledir, demiştir: Allah’ın, göğsünü açıp da hidayet bulan kimse kalbini mühürleyip de hidayet bulmayan kimse gibi midir?

"Vay kalpleri katı olanların haline” kavli de bunu gösterir. İbn Mes’ûd şöyle rivayet etmiştir: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem bu âyeti okudu, biz de:

"Ya Resûlallah, bu açma nasıldır?” dedik. O da bir hadis söyledi; biz de onu

"Allah kime hidayet etmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar” (En'am: 125) âyetinde şerh etmiştik.

"O Rabbinden bir nûr üzerindedir":

Bunda da dört görüş vardır:

Birincisi: Yakin (kesin inançtır), bunu da İbn Abbâs, demiştir.

İkincisi: Başvuracağı ve onu referans kabul edeceği Allah’ın kitabıdır, bunu da Katâde, demiştir.

Üçüncüsü: Açıklamadır, bunu da İbn Saib, demiştir.

Dördüncüsü: Hidayettir, bunu da Mukâtil, demiştir.

Bu âyet kimin hakkında inmiştir?

Bunda da üç görüş vardır:

Birincisi: O Ebû Bekir es - Sıddik ile Übey b. Halef hakkında inmiştir. Bunu da Dahhâk, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir.

İkincisi: Hazret-i Ali ve Hamza ile Ebû Leheb ve oğlu hakkında inmiştir.

Üçüncüsü: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem ile Ebû Cehil hakkında inmiştir.

"Vay kalpleri Allah’ın zikrinden katılaşanlara": Katılaşmanın manasını da Bakara: 74’te beyan etmiştik.

Eğer: "Kalp Allah’ın zikrinden nasıl katılaşır” denilirse?

Cevap şöyledir: Onlara inanmadığı Allah’ın zikri her okundukça, kalpleri ona iman etmekten katılaşır. Mukâtil ile bazıları da, buradaki

"men"in "an” manasına olduğuna kail olmuşlardır.

Ferrâ’ da: Bu: Üthimtü an taamin ekeltuhu ve min taamin ekeltuhu (yediğim yemekten midem bozuldu) sözüne benzer, demiştir. Kalpleri Allah’ın zikrinden katılaşması, onu yalan saymakla kalpleri çok sertleşmesindendir. Kim de: Kaset kulubum ahhu demek isterse, ondan yüz çevirdi manasını verir. Übey b. Ka’b, İbn Ebi Able ve Ebû İmran,

"min” yerine "an” ile "kulubuhum an zikrillahi” okumuşlardır.

22 ﴿