29Allah onda çekişen ortaklar olan bir adamla bir adama özgü olan adamı misal verdi. Bu ikisi misalde bir olurlar mı? Allah’a hamdolsun. Doğrusu onların çoğu bilmezler. "Allah misal verdi": Sonra bunu "onda çekişen ortaklar olan adam” demekle açıkladı. İbn Kuteybe: Müteşakisun: İhtilaf edenler, çekişenler ve tartışanlar, demiştir. Recülün şekisün denir. Yezidi de, şekis: Titiz adama denir, demiştir. Müfessirler şöyle demişlerdir: Bu, Allahü teâlâ’nın mü'min ve kâfir için verdiği bir misaldir. Çünkü kâfir bir sürü ilâhya tapar; onu hizmetinde rekabet eden birçok efendilerin bulunduğu köleye benzetmiştir. O hepsini razı edemez. Mü’min ise bir tek Allah’a ibadet eder; onu da bir efendinin kölesine benzetmiştir. Onun isteklerini büir, razı olacağı yolu da tanır. O, ortakların çekişmesinden emindir. İşte: Salimen Iirecül dediği budur. İbn Kesir, Ebû Amr - ancak Kazaz rivâyeti dışında Abdülvaris hariç - Eban da Âsım'dan rivayet ederek elifle, “Lâm” ın kesri ile naspla ve ikisinde tenvinle "ve recülen salimen” okumuşlardır, Mana da şöyledir: Yalnız bir efendinin kölesi olan, onda çekişen başkaları olmayan adam. Bunu Kazaz hariç Abdülvaris de böyle rivayet etmiş, ancak o iki ismi de merfu okumuş: Ve rücülün salimün lirecülin, demiştir. İbn Ebi Able de “sîn” in kesri ve mimin ref'i ile "silmün lirecülin” okumuştur. Diğerleri ise “sîn” in ve “Lâm” ın fethi, ikisinde de nasb ve tenvinle "ve recülen selemen” okumuşlardır, manası da: Barıştır, Silin de öyledir. Zeccâc şöyle demiştir: Kim "silmen” ve "selmen” okursa, bu ikisi mastardır, sıfat yerinde kullanılmıştır, mana da: Recülen zasilmin lireciilin ve zaselmin lirecülin, demektir. Za silmin demektir. Selm de sulhtur, siim de öyledir. İbn Kuteybe şöyle demiştir: Kim "selemen lirecülin” okursa, ona selam verdi ve onunla barışıktır, demek ister. Ebû Ubeyde de şöyle demiştir: Silm ve selm sulhtur. "Misalca bir olurlar mı?": Bu, ret manasına bir sorudur, bir olmazlar, demektir. Çünkü bir sahibe ait olan kimse birçok çekişen ortakların sahip olduğu kimseden daha çok yardım ve iyilik görür. Şöyle de denilmiştir: Bu ikisi rahatlık bakımından eşit olmazlar; çünkü bu, sahibinin rıza yolunu bilir, öteki ise ortaklar arasında şaşakalır. Saleb şöyle demiştir: "Neden "hel yesteviyani meselen” dedi de, meseleyni demedi, denilirse, şunun içindir; çünkü ikisi birlikte bir misal kılınmıştır. Şu âyet de öyledir: "Ve cealnebne meryeme ve ummehu ayeten” (Mü'minun: 50). Ayeteyni demedi, çünkü ikisinin durumu birdir. Söz burada tamam oldu. Sonra "Allah’a hamd olsun” dedi, yani hamd diğer mabutlara değil de yalnız O’na mahsustur. "Doğrusu onların çoğu bilmezler": Maksat hepsi bilmezler, demektir. |
﴾ 29 ﴿