33

Doğruyu getiren ve onu tasdik eden var ya, işte onlar müttakilerin ta kendileridir.

"Doğruyu getiren":

Bunda da dört görüş vardır:

Birincisi: O Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'dir, bunu da Ali b. Ebû Talib, İbn Abbâs, Katâde ve İbn Zeyd, demişlerdir.

Sonra getirdiği doğruda da iki görüş vardır:

Birincisi: O "lâilâhe illallah

"tır, bunu da İbn Ebi Talha, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş;

Said b. Cübeyr de böyle demiştir.

İkincisi: O Kur’ân'dır, bunu da Katâde, demiştir.

Onu tasdik edende de üç görüş vardır:

Birincisi: O yine Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'dir; o doğruluğu getirmiş ve onu tasdik etmiştir. Bunu İbn Abbâs ile Şa’bî, demişlerdir,

İkincisi: Ebû Bekir’dir, bunu da Ali b. Ebû Talib, demiştir.

Üçüncüsü: Onlar mü’minlerdir, bunu da Katâde, Dahhâk ve İbn Zeyd, demişlerdir.

İkincisi: Doğruluğu getiren Kur’ân ehlidir, o da kıyamet gününde getirecekleri doğruluktur; onun hakkını eda etmişler ve onu doğrulamışlardır. Bunu da Mücâhid, demiştir.

Üçüncüsü: Doğruluğu getirenler peygamberlerdir, bunu da Rebi’, demiştir. Buna göre onu tasdik edenler de mü’minlerdir.

Dördüncüsü: Doğruluğu getiren Cebrâil’dir, onu tasdik eden de Muhammed’dir. Bunu da Süddi, demiştir.

"İşte onlar gerçek mü’minlerin ta kendileridir": Yani şirkten korkanlardır.

"Hüm” dedi, çünkü

"ellezi” çoğul manasınadır. Dilciler böyle demişler; Ebû Ubeyde ile Zeccâc şu beyti delil getirmişlerdir:

Felç mevkiinde kanları akıtılacak olanlar,

Ey Ümmü Halid, kavimdir, hem de hepsidir!

33 ﴿