42Allah canları ölürken alır, ölmeyeni de uykusunda alır, ölümüne hükmettiğini tutar ve diğerini belli süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda iyice düşünen bir toplum için elbette deliller vardır. "Allah canları ölürken alır": Yani ruhları cesetler ölürken kabz eder, "ölmeyeni de": Yani ölmeyen çapı da "uykusunda alır". "Tutar": Yani cesetten ve nefisten tutar "elleti kada aleyhel mevte": Hamze ile Kisâi, kafin zammı ve yenin fethi ile "kudıye", ref ile de "el- mevtü” okumuşlardır. "Diğerini salıverir” cesede "belli bir süreye kadar” o da ömrün bitmesidir. "Şüphesiz bunda iyice düşünen bir toplum için elbette deliller vardır” yeniden dirilme hususunda. Said b. Cübeyr, İbn Abbâs’tan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Dirilerin ruhları ile ölülerin ruhları uykuda buluşurlar; tanışır ve soruşurlar. Sonra dirilerin ruhları cesetlerine döndürülür. Hiçbir hata yapılmaz. "Şüphesiz bunda iyice düşünenler için elbette deliller vardır": İbn Abbâs başka bir rivayette şöyle demiştir: Âdemoğlunda hem nefis hem de ruh vardır; nefisle düşünür ve iyiyi kötüyü ayırır; ruh ile de nefes alır ve hareket eder. İnsan uyuduğu zaman Allah onun nefsini kalrzeder, ruhunu kabz etmez. İbn Cüreyc de şöyle demiştir: İnsanda ruh ve nefis vardır; aralarında da bir perde vardır. Allahü teâlâ uyku sırasında nefsi tutar, sonra onu uyanırken cesede iade eder. Kulu uykusunda öldürmek istediği zaman da nefsi döndürmez, ruhu kabz eder. Âlimler nefisle ruh arasında fark olup olmadığında iki görüş halinde ihtilaf etmişlerdir ki, ben de onları "el - Vücuh ve’n - Nezair” kitabında zikretmiştim. "Nezair” kitabında da bu âyetle geçen ölüm hakkında daha fazla bilgi verdim. Bazı Âlimler uyuyan hakkındaki ölünün kendi ölümü olduğunu söylemişlerdir. Bu da Ferrâ’ ile İbn ünbari'nin tercihleridir. Buna göre uyuyanın ölmesinin manası, nefsinin hareketten alıkonulması, salıverilmesi de uyanmakla hareket için serbest bırakılmasıdır. |
﴾ 42 ﴿