15İşte bunun için davet et ve emrolunduğun gibi doğru ol. Onların keyfine uyma. "Allah’ın kitaptan indirdiğine iman ettim. Aranızda adalet etmekle emrolundum” de. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de sizedir. Bizimle sizin aranızda hiçbir düşmanlık yoktur. Allah (kıyamet gününde) aramızı birleştirir (hükmünü verir). Dönüş yalnız O’nadır. "İşte bunun için davet et (felizalike fed’ti)": Ferrâ’ şöyle demiştir: Deavtü ilâ fülanin ve deavtü lifülanin denir. "Zalike” "hâza” manasınadır. Bunda da müfessirlerin iki görüşü vardır: Birincisi: O Kur’ân’dır, bunu da İbn Saib, demiştir. İkincisi: O Tevhidtir, bunu da Mukâtil, demiştir. "Onların keyiflerine uyma": Yani ehl-i kitabın, demektir, çünkü onu kendi dinlerine davet etmişlerdi. "Aranızda adalet etmekle emrolundum": Bir nahivci, mana şöyledir, demiş: Ümirtü key a’dile beyneküm (aranızda adalet etmek için emrolundum). Bir başkası da şöyle demiştir: Mana: Ümirtü biladli demektir. "Ümirtü” "en", "key” ve "lâm” ile kullanılır; ümirtü en a’dile ve key a’dile ve lia’dile denir. Sonra hangi hususta adalet etmesi emrolundu? Bunda da iki görüş vardır: Birincisi: Kendisine getirdikleri davalarda. İkincisi: Risaleti tebliğ etmede. "Allah bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir": Yani O, biz ihtilaf etsek de Rabbimizdir; bize amellerimizin karşılığını verir. Bu da "bizim amelimiz bizedir” kavlidir ki: Karşılığını verir, demektir. "Aramızda hiçbir düşmanlık yoktur": Mücâhid: Sizinle bizim aramızda hiçbir husumet yoktur, demiştir. Hüküm: Bu âyette iki görüş vardır: Birincisi: O korkutmakla yetinmeyi öngörmüştür, bu da savaştan öncedir, sonra da kılıç âyeti inip onu neshetti. Bunu çoğunluk demiştir. İkincisi: Manası şöyledir: Bu kadar delil ve burhanlardan sonra aramızda denecek bir şey kalmamıştır. Buna göre de âyet muhkemdir. Bunu da şeyhimiz Ali b. Ubeydullah, bir grup müfessirden nakletmiştir. |
﴾ 15 ﴿