4

Kâfirlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları kırıp geçirdiğiniz zaman bağı bağlayın (onları esir alın). (Ondan sonra) ya lütfetmek (serbest bırakmak) ya da fidye almak (vardır). Ta ki, savaş ağırlıklarını bırakır. Durum bu. Eğer Allah dilerse elbette onlardan intikam alır. Ancak kiminizi kiminizle denemek için (böyle yapıyor). Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmayacak.

"Fedarberrikab": Teşviktir, mana da: Onları öldürün demektir. Böyle demesi öldürmenin genellikle boyun vurmakla olmasındandır.

"Nihayet onları kırıp geçirdiğiniz zaman": Yani onları çok öldürdüğünüz zaman demektir

"Bağı bağlayın": Yani esirlerin bağını demektir. Esir almak ancak ileri derecede öldürmeden sonra olur. "Vesak” ise iysak’tan isimdir: Evsaktuhu iysakan ve visakan denir ki: Esiri kaçmasın diye sıkıca bağlamaktır. "Feimma mennen ba’dü”

Ebû Ubeyde şöyle demiştir: İmma en temunnu ve imma en tüfadu, bu da sakyen ve ra’yen gibidir ki, sukıyte ve ruiyte (suyunu iç, hayvanların da otlatılacaktır.) demektir.

Zeccâc da şöyle demiştir: Ya onları esir aldıktan sonra karşılıksız bırakırsınız ya da fidye karşılığında bırakırsınız.

Bu âyet ulemanın çoğunluğuna göre muhkemdir, karşılıksız ve karşılıklı bırakmanın geçerli olup mensuh olmadığına kail olanlardan bazıları şunlardır: İbn Ömer, Mücâhid, Hasen, İbn Sîrin, İmam Ahmed ve İmam Şâfiî. Bir grup fakih de onun:

"Müşrikleri nerede bulursanız öldürün” âyetiyle mensuh olduğunu söylemişlerdir. İbn Cüreyc, Süddi ve Ebû Hanife de bunlardandır. Biz de her iki görüşe de Beraet: 5’te işaret etmiştik.

"Savaş ağırlıklarını bırakıncaya kadar":

İbn Abbâs: Müşriklerden kimse kalmayıncaya kadar, demiştir.

Mücâhid de şöyle demiştir: Ta ki, İslâm’dan başka din kalmayıncaya kadar.

Said b. Cübeyr de: İsa Mesih çıkıncaya kadar, demiştir.

Ferrâ’ da: Ya Müslüman ya da teslim olan dışında kimse kalmayıncaya kadar, demiştir.

Kelâmın manasında da iki görüş vardır:

Birincisi: Savaşanlar silâhlarını bırakıncaya kadar, Şair A’şa şöyle demiştir:

Savaş için ağırlıklar hazırladım;

Uzun mızraklar ve erkek atlar.

"Vizr

"in aslı taşıdığın şeydir, sİlâha da evzar denilmesi taşındığı içindir, Bu da İbn Kuteybe’nin görüşüdür.

İkincisi: Ta ki, harbiniz ve savaşınız müşriklerin ağırlık ve günahlarını bırakmcaya kadar, bu da Müslüman olup Allah’tan başkasına ibadet etmemeleri ile olur. Bunu da Vahidi zikretmiştir.

"Durum bu": Yani durum anlattığımız gibidir.

"Eğer Allah dilerse onlardan elbette intikam alır": Dilediği şekilde onları helak etmek veya onlara azap etmekle.

"Ancak": Size savaşı emretti ki,

"kiminizi kiminizle denesin": Mü’mine sevap versin ve ona şehitlik ikram etsin, kâfiri de öldürmek ve azap etmekle perişan etsin.

"Vellezine kutilu": Ebû Amr, Hafs da Âsım'dan rivayet ederek kafin zammı ve tenin kesri ile "kutilu” okumuşlar: diğerleri ise elifle "katelu” okumuşlardır.

4 ﴿