10Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah'a biat ediyorlar. Allah’ın eli onların ellerinin üstündedir. Artık kim (biati) bozarsa, ancak kendi aleyhine bozar. Kim de Allah'a söz verdiği şey üzerinde vefa gösterirse, ona büyük bir mükafat verecektir. "Şüphesiz sana biat edenler": Yani Hudeybiye’de Rıdvan biati edenler demektir. Ne üzerine biat etmişlerdi? Bunda da iki görüş vardır: Birincisi: ölüm üzerine biat ettiler, bunu da Ubade b. Samit, demiştir. İkincisi: Kaçmamak üzere, bunu da Cabir b. Abdullah demiştir ki, ikisi birbirine yakındır. Çünkü, ölseniz de kaçmayın, demiştir. Ona biat (bey’) denilmesi, canlarını cennet karşılığında Allah'a satmalarındandır. Akit Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem ile yapılmıştı, o nedenle sanki aziz ve celil olan Allah’a biat etmiş gibi oldular. Zira onlara vefalarına karşılık cenneti va'detmişti. "Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir": Bunda da dört görüş vardır: Birincisi: Allah’ın eli vefakârlıkta onların ellerinin üzerindedir. İkincisi: Allah’ın eli sevapta onların ellerinin üzerindedir. Üçüncüsü: Allah’ın onlara hidayet ihsan etme eli onların itâat etme ellerinin üzerindedir, Bu görüşleri Zeccâc zikretmiştir. Dördüncüsü: Allah'ın kuvvet ve yardımı onların kuvvet ve yardımlarının üstündedir. Bunu da İbn Cerir ile İbn Keysan, demişlerdir. "Kim (biati) bozarsa": Yani akdettiği bu biati bozarsa, demektir "ancak kendi aleyhine bozar": Yani bozma onun aleyhine döner. "Kim de Allah’a söz verdiği şey üzerinde vefa gösterirse” yaptığı biatte durursa, demektir "fesenü’tihi": İbn Kesir, Nâfi', İbn Âmir, Eban da Âsım’dan rivayet ederek nun ile "fesenü’tihi” okumuşlardır. Âsım, Ebû Amr, Hamze ve Kisâi de ye ile okumuşlardır. "Büyük bir mükâfat": O da cennettir. İbn Saib de şöyle demiştir: Onlardan bir kişiden başkası biatini bozmadı, o da Ced b. Kays adında biridir. O da münafık idi. |
﴾ 10 ﴿