11Geri bırakılan bedeviler sana: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti; bizim için bağış dile” diyecekler. Kalplerinde olmayan şeyi dilleri ile derler. De ki: "Eğer Allah size bir zarar yahut bir fayda vermek dilerse, sizi Allah'ın dilemesinden kim koruyabilir? Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. "Geri bırakılan bedeviler diyecekler ki,": İbn İshak şöyle demiştir: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem umre yapmak isteyince, Medine çevresindeki taşralıları ve bedevileri de kendisiyle beraber çıkmaya davet etti. Çünkü kendisine saldırılmasından veya geri döndürülmesinden korkuyordu. Birçokları ağır davrandılar. Onlar da "geri bırakılan bedeviler sana diyecekler” kavlinde ifadesini bulmuştur. Ebû Salih, İbn Abbâs’ın, onlar Cıfar, Müzeyne, Cüheyne, Eşca’, Deyi ve Eşlem kabileleri olduklarını söylemiştir. Yûnus en - Nahvi şöyle demiştir: Abdülkays Deyl’inde ye sakindir, Hanife’ninkinde ise vav sakindir (Duvl). Kinane’nin bir kolu da Ebû’l - Esved ed - Düeli'nin nispet edildiği Düil’dir. Geri bırakılanlar ise öldürülme korkusu ile sefere katılmayanlardır. "Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti": Onların telef olmalarından korktuk, demektir. "Bizim için bağış dile": Yani senden geri kaldığımız için Allah’ın bizi bağışlamasını dile. "Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle derler": Yani onlar için bağış dilesen de dilemesen de aldırış etmezler. "Femen yemlikü leküm minallahi şey'en in erade biküm darran": Hamze, Kisâi ve Halef, dadın zammı ile "durran” okumuşlardır. Kalanlar ise feth ile okumuşlardır. Ebû Ali de şöyle demiştir: Feth ile "darr” yararın zıddıdır, zam ile ise, kötü haldir. İkisinin de fakı ve fukr gibi lügat olması câizdir. Onlar geri kalmalarının onları zarardan koruyacağını ve onlara canlarında ve mallarında yarar sağlayacağını düşünmüşlerdi. Allahü teâlâ da bunun onlardan hiçbir şeyi savmayacağını bildirdi, hiç kimse de O'ndan gelecek bir şeyi onlardan def edemedi. "Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır": Onların seferden geri kalıp da Müslümanlar kırılacaklar demelerinden haberdardır. Bu da "hayır, zannettiniz” kavli ile ifade edilmiştir ki, vehmettiniz, demektir. |
﴾ 11 ﴿