8

De ki: "Şüphesiz, ondan kaçtığınız ölüm şüphesiz size ulaşacaktır. Sonra da görünmeyeni ve görüneni bilene döndürülürsünüz; o da size yaptıklarınızı haber verecektir.

"De ki: kaçtığınız ölüm", çünkü Yahudiler, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e iman etmemekle ahiret işlerini bozduklarını bilirlerdi. Onlar ölümden de hoşlanmazlardı; onlara:  

"Feinnehü mülakiküm (şüphesiz o size ulaşacaktır) “sözü ile başlarına geleceği bildirildi.

Ferrâ’ şöyle demiştir: Araplar isminde

"men” ve "ellezi” gibi mevsul bulunan her haberin başına fe getirir. Burada fe getiren

"ellezi"yi ceza ile tevil etmiştir. Abdullah b. Mes’ud kıraatında da

"innel mevtellezi tefimme minhü mülakiküm” denilmiştir. Kıyasa uygun olan da budur. Çünkü sen: inne ehake kaimün dersin de, fekaimün demezsin. Eğer: inne daribeke fezalimün dersen câizdir, tevili de şöyledir: inne men yadribüke fezalimün (sana vuran zalimdir).

Zeccâc şöyle demiştir: Burada fe’nin gelmesi şunun için câizdir; çünkü kelâmda şart ve ceza manası vardır. Kelâmın

"tefırrune minhü

"de tamam olması da câizdir. Sanki: în ferertüm min eyyi mevtin kane min katlin ev ğayrihi (öldürülme veya başka herhangi bir ölümden kaçarsanız) denilmiş gibi olur.

"Feinnehu mülakiküm (şüphesiz o size ulaşır), "feinnehu” birinci haberden sonra söz başı olur.

8 ﴿