7Onu yedi gece sekiz gün üzerlerine kahırla saldı. O kavmi onda çarpılmış görürsün, sanki onlar içi boş hurma kütükleri gibidirler. "Sehhareha aleyhim": Üzerlerine saldı ve onlara Mûsallat etti. Teshir: Bir şeyi güç yetirerek kullanmaktır. "Husumen": Bunda da üç görüş vardır: Birincisi: Arka arkaya demektir, Ferrâ’ şöyle demiştir: Huşum: Arka arkayadır, birbirini takip edip de arkası kesilemeyen şeye: Huşum denir. Allah bilir ya o, hasmidda’ kavlinden alınmıştır ki, kişi dağlanmaktır. Çünkü hasta önce sıtmaya yakalanır, sonra da dağlanır, İm da arka arkaya takip edilir. İkincisi: Tam demektir, o zaman mana şöyle olur: O rüzgar tamdı, hiç eksiği yoktu; zira güneşin doğumu ile başladı, batarken bitti. Mukâtil de şöyle demiştir: Rüzgar sabahleyin esmeye başladı, sekizinci gün akşam üzeri dindi. O günde ruhlarını kabzetti. Sonra Allahü teâlâ onlara siyah kuşlar gönderdi, onları toplayıp denize attı. Üçüncüsü: Rüzgar onları kesip attı, öyle ki, onlardan bir tane bırakmadı; yani onları götürdü, yok etti. Bu da İbn Zeyd’in görüşüdür. "O kavmi onda çarpılmış görürsün": Yani o gecelerde ve o gündüzlede, demektir. "Sar’a” bu da sarî’in çoğuludur; zira onlar ölerek çarpıldılar. "Sanki onlar içi boş hurma kütükleridir": Yani "çürümüş” hurma gövdesidir. Biz de bunu Kamer suresi, âyet: 20’de beyan etmiştik. |
﴾ 7 ﴿